Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2481-2490 )

2481 - Meymun eI-Mekki, AbduIIah Ibnu Zubeyr (radiyallahu anh)'i gordugunu ve kendilerine namaz kildirdigini anlatmistir. Devamla der ki: "Abdullah namazda kiyam, ruku, secde ve secdeden kiyama kalkma esnalarinda elleriyle isaret yapiyordu (ellerini kaldiriyordu). Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'a gittim. Ve:
"Ibnu Zubeyr'i hic kimsede gormedigim bir tarzda namaz kiliyor gordum" deyip onun namazda yaptigi isareti anlattim. Bana:
"Eger Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in namazini gormekten hoslanirsan, Abdullah Ibnu Zubeyr'in namazina uy!" dedi."
Ebu Davud, Salat 117, (739).

2482 - Imran Ibnu'l-Husayn (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bende basur vardi. Namazi nasil kilacagim diye Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a sordum.
"Ayakta kil, muktedir olmazsan oturarak kil, buna da muktedir olmazsan yan uzeri (yatarak) kil" buyurdu."

2483 - Diger bir rivayette geldigine gore, Imran Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a kisinin oturarak kilacagi namaz hususunda sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Ayakta kilarsa bu efdaldir. Kim de oturarak kilarsa, ona ayakta kilanin ecrinin yarisi verilir. Kim de yatarak kilarsa ona da oturarak kilanin ecrinin yarisi verilir" buyurdu."
Buhari, Taksiru's-Salat 18, 17, 19; Ebu Davud, Salat 179, (951, 952); Tirmizi, Salat 274, (372); Nesai, Kiyamu'l-Leyl 21, (3, 223-224).

2484 - Abdullah Ibnu Sakik anlatiyor: "Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) oturarak namaz kilar miydi?" diye sordum. Bana su cevabi verdi:
"Evet! Halk -veya yas demisti- O'nun dermanini kesince (yani insanlarin meseleleriyle omrunu tuketince, dermandan kesilince demektir)."

2485 - Bir diger rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) oturarak namaz kilar, oturdugu halde kiraat buyurur, kiraatinden takriben otuz-kirk ayet kalinca kalkar, kiraatina ayakta devam eder, sonra rukuya ve secdeye giderdi. Ikinci rek'atte aynen bunun gibi yapardi. Namazi bitince, ben uyaniksam benimle konusurdu, uyuyor isem yatardi."

2486 - Nesai'de gelen bir rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam'i (oturarak namaz kilarken) bagdas kurma seklinde oturmus gordum."
Nesai der ki: "Bu hadisin hatali oldugu kanaatindeyim."
Buhari, Taksiru's-Salat 20, Teheccud 16; Muslim, Salatu'l-Musafirin 112,115, (731, 732); Muvatta, Cum'a 20, (1, 137, 138); Ebu Davud, Salat 179, (953-956); Tirmizi, Salat 257, (374, 375); Nesai, Kiyamu'I Leyl,18, 22, (3, 219-224).

2487 - Ummu Seleme (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in olumune yakin, farzlar disindaki namazlarinin cogu oturarak idi. Ona gore, amellerin en guzeli, az da olsa devamli olani idi."
Nesai, Kiyamul-Leyl 19, (3, 222).

2488 - Hz. Hafsa (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in, nafile namazlarini kilarken, olumune bir yil kalincaya kadar hic oturdugunu gormedim. Bundan sonra hep oturarak kildi. Namazda sureyi hep tertil uzere okurdu. Bundan dolayi o sure, aslinda ondan daha uzun olan sureden daha uzun gorunurdu."
Muslim, musafirin 118, (733); Muvatta, Cum'a 20, (1,137); Tirmizi, Salat 275, (373); Nesai, Kiyamu'l-Leyl 19, (3. 223).

2489 - Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bana Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in: "Kisinin oturarak kildigi (nafile) namaz, normal sekilde kildigi namazin (sevapca) yarisina denktir" buyurdugu soylenmisti. (Kendisinden sormak uzere) derhal yanina gittim. Varinca, Efendimizi oturarak namaz kiliyor buldum. Elimi basinin uzerine koydum. Bana:
"Ey Abdullah Ibnu Amr! Meselen nedir?" dedi. Ben:
"Ey Allah'in Resulu, bana "Kisinin oturarak kildigi namaz, normal namazin yarisina denktir" buyurdugunuz soylendi. Halbuki siz de oturarak kiliyorsunuz?" dedim. Aleyhissalatu vesselam:
"Evet oyledir. Ancak ben sizlerden biri gibi degilim" cevabini verdi."
Muslim, Musafirin 120, (735); Muvatta, Salatu'l-Cema'a 20, (1, 136, 137); Ebu Davud, Salat 179, (950); Nesai, Kiyamu'l-Leyl 20, (3, 223).

2490 - Muharib Ibnu Disar (radiyallahu anh) anlatiyor: "Huzeyfe (radiyallahu anh), namaz kilmakta olan ve bu sirada belini tam dogrultamayan bir adam gormustu. Namazdan cikinca:
"Sirtinda bir rahatsizligin mi var?" diye adama sordu.
"Hayir!" cevabini alinca:
"Sayet, bu halin uzere olecek olsan Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sunnetine muhalefet uzere olursun" dedi."
Rezin ilavesidir. Derim ki: "Bu rivayet Buhari'de su sekilde gelmistir: "Huzeyfe, (namazda) ruku ve secdesini tamamlayan bir adam gormustu. Namazini kilip bitirince Huzeyfe (radiyallahu anh) ona:
"Sen namaz kilmadin. Eger olecek olsan, Allah'in Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'i, yarattigi fitrattan baska bir fitrat uzere olursun" dedi. Gercegi Allah, bilir."

Buhari, Ezan 119, 132.



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2481-2490 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.