Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 301-310 )

301 - Abdullah Ibnu Amri'bni'l-As (radiyallahu anh) hazretleri anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Hem veresiye hem satis helal olmaz. Bir satista iki sart da helal degildir. Zimmette olmayanin kari yoktur. Yaninda bulunmayan malin satisi yoktur."
Ebu Davud, Buyu 70, (3503); Tirmizi, Buyu 19, (1234); Nesai, Buyu 60, 71, 72 (7, 288, 295); Ibnu Mace, Ticarat 20, (2188). Tirmizi, hadisin sahih oldugunu soyledi.

302 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) miktari bilinmeyen kuru hurma yiginini, miktari belli kuru hurma ile satmayi yasakladi.
Muslim, Buyu 42, (1530); Nesai, Buyu 37, 38, (2, 269, 270).

303 - Nesai'nin bir diger rivayetinde soyle denmistir: "Yiyecek yigini, yiyecek yigini mukabilinde satilmaz. Yiyecek yigini, miktari belli yiyecek mukabilinde satilmaz."

304 - Ebu Eyyub (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i dinledim, diyordu ki: "Kim cocuguyla annesi arasini ayirirsa kiyamet gunu Allah (celle celaluhu) sevdikleriyle onun arasini ayirir."
Tirmizi, Buyu 52, (1283), Siyer 17, (1566).

305 - Hz. Ali (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore, "(Satis sebebiyle cariye bir) anne ile cocugunun arasini ayirmisti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunu yasakladi ve satisi bozdu."
Ebu Davud, Buyu, Cihad 133, (2696); Ibnu Mace, Ticarat 46, (2249).

306 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bana, kardes iki kole hediye etti. Bunlardan birini sattim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir ara sordu: "Koleler ne yapiyorlar?" Ben durumu soyledim. Bunun uzerine bana: "Satisi boz, satisi boz" buyurdu."
Tirmizi, Buyu 52, (1284); Ibnu Mace 46, (2249).

RIBA (FAIZ) 'NIN ZEMMINE DAIR

307 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ribayi (faizi) yiyene de, yedirene de lanet etti."
Muslim, Musakat 25, (1579); Ebu Davud, Buyu 4, (3333); Tirmizi, Buyu 2, (1206); Ibnu Mace, Ticarat 58, (2277).
Ebu Davud ve Tirmizi'nin rivayetlerinde su ziyade vardir: "(Faiz muamelesine) sahitlik edenlere de bu muameleyi yazana da..."

308 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanlar oyle bir devre ulasacak ki, o zamanda riba yemeyen kalmayacak. Oyle ki, (dogrudan) yemeyene buhari ulasacak."
Bir rivayette "...tozu ulasacak" denir.
Ebu Davud, Buyu 3, (3331); Nesai, Buyu 2, (7, 243); Ibnu Mace, Ticarat 58, (2278).

309 - Amr Ibnu'l-Ahvas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i Veda Hacci sirasinda dinledim, soyle diyordu: "Haberiniz olsun, cahiliye devrindeki butun ribalar kaldirilmistir, odenmeyecektir. Sadece verdiginiz ana parayi alacaksiniz. Boylece ne zulmetmis olacaksiniz ne de zulme ugramis olacaksiniz. Haberiniz olsu cahiliye devrindeki butun kan davalari kaldirilmistir. Kaldirdigim ilk kan davasi da el-Haris Ibnu Abdilmuttalib'in kan davasidir. Bu kimse, Benu Leys'te sut anadaydi. Huzeyl onu oldurmustu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): Yarabbi teblig ettim mi? dedi. Cemaat: Evet teblig ettin dediler ve uc kere tekrarladilar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): Yarabbi Sahid ol! dedi ve uc kere tekrar etti."
Ebu Davud, Buyu 5, (3334).
Hattabi der ki: "Ebu Davud, hadisi su sekilde, yani "Haris Ibnu Abdilmuttalib'in kan davasi..." diye rivayet etmistir. Halbuki diger kitaplarda: Rebi'a Ibnu'l-Haris Ibni Abdilmuttalib'in kan davasi seklinde rivayet edilmistir.

RIBA ILE ILGILI HUKUMLER

310 - Omer Ibnu'l-Hattab (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Altin altinla pesin olmazsa ribadir. Bugday bugdayla pesin satilmazsa ribadir. Arpa arpayla pesin satilmazsa ribadir. Kuru hurma kuru hurmayla pesin satilmazsa ribadir."
Buhari, Buyu 54, 74, 76; Muslim, Musakat 79, (1586); Ebu Davud, Buyu 12, (3348); Ibnu Mace, Ticarat 50, (2160), (2259); Muvatta, Buyu 38, (2, 636-637); Tirmizi, Buyu 24 (1243); Nesai, Buyu 41, (7, 273).

Yukaridaki metin Sahiheyn'in metnidir. Buhari'nin bir rivayetinde, "verik (yani basilmis dirhem) verikle, altin altinla..." seklinde gelmistir.




Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 301-310 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.