Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4161-4170 )
4161 - Rebi' Bintu Muavviz radiyallahu
anha'nin anlattigina gore, "Resulullah aleyhissalatu vesselamzamaninda,
kocasindan muhala'a yoluyla ayrilmistir. Resulullah aleyhissalatu vesselamda
ona bir hayiz muddetince iddet beklemesini emretmistir (veya kadina...
emredilmistir.)"
Tirmizi, Talak 10, (1185); Nesai, Talak 53,
(5, 186).
VEFAT IDDETI
4162 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor:
"Beni Eslem'den Subey'a adinda bir kadin hamile iken kocasi olmustu. Beni
Abdi'd-dar'dan Ebu's-Senabil Ibn Ba'kik, kadinla evlenmek istedi. Kadin onunla
evlenmekten imtina etti. Adam: "Vallahi, iki muddetin sonuncusuna kadar
iddet beklemedikce evlenmen caiz degil!" dedi. Kadin yirmi gun kadar
bekledi, derken nifas oldu. Sonra da Resulullah aleyhissalatu vesselam 'a
gelerek durumu arzetti. Aleyhissalatu vesselam: "Evlen!"
buyurdu."
Buhari, Talak 39, Tefsir, Talak 2; Muslim,
Talak 57, (1485); Muvatta, Talak 83, (2, 589, 590); Tirmizi, Talak 17, (1193);
Nesai, Talak 56, (6, 190, 191) .
4163 - Muslim'deki rivayet soyledir:
"Ummu Seleme radiyallahu anha dedi ki: "Subey'a, kocasinin vefatindan
birkac gece sonra nifas oldu. Kadin, durumunu Resulullah'a zikretti.
Aleyhissalatu vesselam evlenmesini soyledi."
Muslim, Talak 57, (1485).
4164 - Ebu Seleme Ibnu Abdurrahman anlatiyor:
"Ben ve Ebu Hureyre, Ibn-i Abbas radiyallahu anhum'un yaninda iken, bir
kadin gelerek: "Ben hamileyken kocam oldu, cocuk da kocamin olmesinden
dort ay gecmeden dogdu. (Iddetim dolmus sayilir mi)?" diye sordu. Ibnu
Abbas radiyallahu anhuma: "Iddetin iki muddetin sonuncusudur" dedi.
Ebu Seleme: "Bana Resulullah aleyhissalatu vesselam 'in Ashab'indan bir
adam, boyle bir durumda Resulullah aleyhissalatu vesselam 'in evlenmeyi
emrettigini haber verdi" dedi. Ebu Hureyre der ki: "Buna ben de
sehadet ederim."
Nesai, Talak 56, (6, 194).
4165 - Nafi' rahimehullah anlatiyor: "Hz.
Ibni Omer radiyallahu anhuma'ya, hamile iken kocasi olen kadindan sorulmustu.
"Cocugu dogurunca helal olur, (evlenebilir)" cevabini verdi. (Orada
bulunanc bir adam ilave etti:) "Hz. Omer radiyallahu anh da: "Kocasi
yatakta, henuz defnedilmemis iken dogum yapsa da kadin (evlenmeye)
helaldir" demisti."
Muvatta, Talak 84, (2, 589).
4166 - Amr Ibnu'l-As radiyallahu anh dedi ki:
"Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam'in sunnetini bize carpitmayin.
Kocasi olen kadinin iddeti dort ay on gundur, yani ummu veled hakkinda."
Ebu Davud, Talak 48, (2308).
4167 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma diyordu
ki: "Efendisi olan ummu veled'in iddeti bir hayiz devresidir."
Muvatta, Talak 92, (2, 593).
ISTIBRA
4168 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselamHuneyn seferi sirasinda Evtas'a bir ordu
gonderdi. Ordu dusmanla karsilasti ve carpistilar. Musluman askerler onlara
galebe caldi, bir miktar kadini da esir etti. Resulullah aleyhissalatu vesselam
'in Ashabindan bir kisimlari, ele gecirilen cariyelere temasi, musrik kocalari
sebebiyle sanki gunah addettiler. Bunun uzerine aziz ve celil olan Allah su
ayeti inzal buyurdu. (Mealen): "Evli kadinlarla evlenmeniz de haram
kilindi. Maliki bulundugunuz cariyeler mustesna..." (Nisa 24). Yani
"bunlar (esir aldiklariniz) iddetlerini doldurunca size helaldir."
Muslim, Rada' 33, (1456); Tirmizi, Nikah 36,
(1132); Ebu Davud, Nikah 45, (2155, 2157) Nesai, Nikah 59, (6, 110).
4169 - Irbaz Ibnu Sariye radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam , karinlarindaki yuku vaz'
etmedikce (dogurmadikca) esirelere temasta bulunmayi yasakladi."
Tirmizi, Siyer 15, (1564).
4170 - Ruveyfi' Ibnu Sabit el-Ensari
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Allah'a ve ahiret gunune inanan bir kimseye, suyunu baskasinin
ekinine dokmesi, yani hamile (esire)ye temasi helal degildir. Keza Allah'a ve
ahirete inanan mu'min kisiye, istibra hasil olmazdan once esire kadina temasi
helal olmaz. Keza Allah'a ve ahirete inanan kimseye, taksim edilmezden once
ganimet malindan satmasi helal degildir."
Ebu Davud, Nikah 45, (2158, 2159); Tirmizi,
Nikah 35, (1131).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4161-4170 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.