Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4661-4670 )
4661 - Hz. Enes radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah bir kuluna
hayir murad ettimi onun cezasini tacil edip dunyada verir; bir kulu hakkinda da
kotuluk murad ettimi onun gunahlarini tutar, Kiyamet gunu cezasini verir."
Tirmizi, Zuhd 57, (2398).
4662 - Hz. Enes radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mukafaatin buyuklugu
belanin buyuklugu ile (orantilidir). Allah bir cemaati sevdi mi onlari musebete
muptela eder. Kim bundan razi olursa Allah da ondan razi olur, kim de razi
olmazsa Allah da ondan razi olmaz."
Tirmizi, Zuhd 57, (2398).
4663 - Hz. Cabir
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Kiyamet gunu, afiyet
ehli kimseler, bela ehline sevaplari verilince, dunyada iken derilerinin
makaslarla kazinmis olmasini temenni edecekler."
Tirmizi, Zuhd 59, (2404).
4664 - Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Mu'min erkek ve
kadinin nefsinde, cocugunda, malinda bela eksik olmaz. Ta ki hatasiz olarak
Allah'a kavussun."
Muvatta, Cenaiz 40, (1,
236); Tirmizi, Zuhd 57, (2401).
4665 - Mus'ab Ibnu Sa'd,
babasi radiyallahu anh'tan naklediyor: "Der ki:
"Ey Allah'in Resulu!
dedim, insanlardan kimler en cok belaya ugrar?"
"Peygamberler, sonra
buyuklukte onlara ve bunlara yakin olanlar. Kisi diyaneti nisbetinde belaya
maruz kalir. Kim dininde siddetli ve saglam olursa onun belasi da siddetli
olur. Sayet dininde zayiflik varsa, allah onu da diyaneti nisbetinde imtihan
eder. Bela kulun pesini birakmaz. Ta o kul, hatasiz olarak yeryuzunde
yuruyunceye kadar."
Tirmizi, Zuhd 57, (2400).
4666 - Hz. Enes radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala
hazretleri ferman etti: "Izzetim ve celalim hakki icin, magfiret etmek
istedigim hic kimseyi, bedenine bir hastalik, rizkina bir darlik vererek
boynundaki gunahlarindan temizlemeden dunyadan cikarmayacagim."
Rezin tahric etmistir.
4667 - Ebu Musa radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir kul, salih amel
islerken araya bir hastalik veya sefer girerek ameline mani olsa, Allah ona
sihhati yerinde ve mukim iken yapmakta oldugu salih amelin sevabini aynen
yazar."
Buhari, Cihad 134; Ebu
Davud, Cenaiz 2, (3091).
COCUK OLUMU
4668 - Ebu Sa'id
radiyallahu anh anlatiyor: "Kadinlar Resulullah aleyhissalatu vesselam'a
dediler ki:
"Ey Allah'in Resulu!
Sizden (istifade hususunda) erkekler bize galip cikti (yeterince sizi
dinleyemiyoruz). Bize mustakil bir gun ayirsaniz!"
Resulullah aleyhissalatu
vesselam bunun uzerine onlara bir gun verdi. O gunde onlara vaaz u nasihat
etti, bazi emirlerde bulundu. Onlara soyledikleri arasinda su da vardi:
"Sizden kim, kendinden
once uc cocugunu gonderirse, onlar mutlaka kendisine atese karsi bir perde
olur!"
Bir kadin sormustu:
"Ey Allah'in Resulu! Ya iki cocugu olmusse?
"Iki de olsa!"
buyurmuslardi."
Buhari, Ilm 36, Cenaiz 6,
I'tisam 9; Muslim, Birr 152, (2633).
4669 - Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Mu'minlerden birinin
uc cocugu olur ve ona da ates degerse, bu cok hafif bir alev yalamasidir."
Buhari, Cenaiz 6, Eyman 9;
Muslim, Birr 150-154, (2632-2635); Muvatta, Cenaiz 38, (1, 235); Tirmizi,
Cenaiz 64, (1060); Nesai, Cenaiz 25, (4, 25).
4670 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Ummetimden kimin iki
oncusu varsa, onlarla birlikte cennete girer!"
Hz. Aise radiyallahu anha
sordu: "Bir oncusu olan?"
"Bir oncusu olan da,
ey (hayirda) muvaffak olan!" buyurdular. Hz. Aise tekrar sordu:
"Ummetinden hic oncu gondermeyen?"
"Ben, ummetimin
oncusuyum, (sefaatimle onlari cennete ben sevkedecegim. Hatta ben butun
onculerin en buyuguyum. Cunku, ucret, cekilen mesakkate gore buyur). Benimki
gibisine de hedef olmayacaklar. (Onlarin beni onden gondermekten daha buyuk bir
kayiplari,daha acili bir musibetleri yoktur ve olmayacak da. Zira vahiy
kesilmis oldu.)"
Tirmizi, Cenaiz 64, (1062).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4661-4670 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.