Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 951-960 )

951 - Yine Hz. Aise anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e Varaka Ibnu Nevfel hakkinda soruldu. Hz. Hatice (radiyallahu anha):
"- O seni tasdik etti ve sen peygamberligini izhar etmeden once vefat etti" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su cevabi verdi:
O bana ruyada gosterildi. Uzerinde beyaz bir elbise vardi. Sayet cehennemlik olsaydi, beyaz renkli olmayan bir elbise icerisinde olmasi gerekirdi. "
Tirmizi, Ru'ya 10, 2289).

952 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir bedevi Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelip:
"- Ruyamda basimin kesildigini, kendimin de onun pesine dustugunu gordum" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adami azarlayip:
" Sakin ha! Seytanin, ruyanda seninle eglenmesini kimseye anlatma!" dedi.
Muslim, ftu'ya 12, (2268).

953 - Ummu'l-Ala el-Ensariyye (radiyallahu anha) anlatiyor:
"- Muharcirler geldigi zaman (kur'a cekildi), bize Osman Ibnu Maz'un'un agirlanmasi cikti. (Onu evimize yerlestirdik.) Hemen hastalandi. Tedavisi ile mesgul olduk. (Sifa bulamadi), vefat etti. Osman (radiyallahu anh)'i ruyamda gordum, akan bir cesmesi vardi. Dusumu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e anlattim. Bana:
"Bu onun amelidir, onun icin akiyor" dedi.
Buhari, Tabir 13, 37, Cenaiz 3, Sahadat 30, Menakibu'l-Ensar 46.

IFLAS BOLUMU

954 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Bir kimse, iflas edenin yaninda malini aynen bulmus ise, bu mala o, herkesten daha ziyade hak sahibidir."
Buhari, Istikraz 14; Muslim, Musakat 22, ( 559); Muvatta, Buyu 42, (2, 678); Tirmizi, Buyu 36, (1262); Ebu Davud, Buyu 76, (3519-3520, 3522); Nesai, Buyu 95, (7, 311); Ibnu Mace, Ahkam 26, (2358, 2359).

955 - Ebu Said el-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda, bir adamin satin aldigi meyveyi afat vurdu. Bu yuzden adamin borcu artti ve if1as etti. (Kendisine dava arzedilince) Resulullah (aleyhissalatu vesselam) halka: "Kardesinize mal tasadduk (ederek yardim) edin" dedi. Bunun uzerine, halk ona tasaddukta bulundu, ama toplanan, borcunu odemeye kafi gelmedi. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz, bu sefer alacaklilara: "Bulduklarinizi alin, size bundan baska bir sey yok" buyurdu.
Muslim, Musakat 18, (1556); Tirmizi, Zekat 24, (655); Ebu Davud, Buyu' 60, (3469); Nesai, Buyu'30 (7, 265), 96, (7, 312); Ibnu Mace, Ahkam 25, (2356).

OLUMU TEMENNI

956 - Hz. Enes (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular:
"Sizden hic kimse, maruz kaldigi bir zarar sebebiyle olumu temenni etmesin. Mutlaka bunu yapmak mecburiyetini hissederse, bari soyle soylesin: "Rabbim, hakkimda hayat hayirli ise yasat, olum hayirli ise Canimi al!"
Buhari, Merda 19, Da'avat 30; Muslim, Zikr 10, (2680); Tirmizi, Cenaiz 3, (971); Ebu Davud, Cenaiz 13, (3108, 3109); Nesai, Cenaiz 1, (4, 3).

957 - Kays Ibnu Ebi Hazim anlayitor: "Habbab Ibnu Eret (radiyalahu anh)'in yanina girmistim. Karnindan yedi yeri daglatmisti. Bana:
"Eger Resulullah (aleyhissalatu vesselam) olumu taleb etmekten bizi men etmeseydi mutlaka onu taleb ederdim" dedi.
Nesai, Cenaiz 2, (4, 4); Buhari, Merda 19, Da'avat 30, Rikak 7, Temenni 6; Muslim Zikr 12, (2681).

TESEKKUR

958 - Usame Ibnu Zeyd (radiyalahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Kim, kendisine yapilan bir iylige karsi, bunu yapana: "Cezakellahu hayran (Allah sana hayirli mukafaat versin!)" derse tesekkuru en mukemmel sekilde yapmis olur."
Tirmizi, Birr 86, (2036).

959 - Hz.Cabir (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kim bir ihsana mazhar olursa, buldugu takdirde karsiligini hemen versin, bulamazsa, verene senada bulunsun. Zira onu ovmekle, tesekkurunu yerine getirmis olur. Ketmeden (karsilik vermeyen) nankorluk etmis olur" dedi.
Tirmizi'nin rivayetinde su ziyade var: ". . . Kim de kendisine verilmeyenle suslenirse iki yalan elbisesi giyen gibi olur."
Tirmizi, Bir 86, (2035); Ebu Davud, Edeb 12, (4813, 4814).

960 - Ebu Said (radiyalahu anh)'den gelen bir rivayette, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Halka tesekkurde bulunmayan Allah'a da sukretmez."

Tirmizi, Bir 35, 1955); Ebu Davud, Edeb 12, (4811).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 951-960 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.