Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5021-5030 )
HASR HAKKINDA
5021 - Suheyl Ibnu Sa'd radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu insanlar beyaz, bembeyaz,
has unun coregi gibi bir yerde toplanacaklar. Orada hic kimsenin bir isareti
(evi, bagi vs.) olmayacak."
Buhari, Rikak 44; Muslim, Munafikun 28,
(2790).
5022 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Sizler Allah'a yalinayak, bedenleriniz
ciplak ve kabuklu (sunnet edilmemis) olarak hasr olunacaksiniz!" buyurdular."
5023 - Bir diger rivayette Ibnu Mes'ud soyle
demistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam va'z etmek uzere aramizda
dogruldu ve dedi ki:
"Ey insanlar! Sizler (Kiyamet gunu)
Allah'in yaninda yalinayak, ciplak ve kabuklu olarak toplanacaksiniz. (Sonra su
ayeti okudu:) "Ilk yaratisa nasil basladi isek, uzerimizde hak bir vaad
olarak yine onu iade edecegiz..." (Enbiya 104). Haberiniz olsun, o gun
ummetimden bazi kimseler getirilir ve sol tarafa alinirlar. Bunun uzerine ben:
"Ey Rabbim! Bunlar ashabimdir!"
derim. Bana:
"Sen bilmiyorsun, bunlar senden sonra
neler yaptilar" denilir. ben salih kul (Isa)'nin dedigi gibi diyecegim:
"Ben iclerinde bulundugum muddetce
uzerlerinde bir kontrolcu idim. Fakat vakta ki sen benni (iclerinden) aldin,
ustlerinde nigehban yalniz sen oldun. (Zaten) sen (her zaman) her seye hakkiyla
sahidsin. Eger kendilerine azab edersen suphe yok ki onlar senin kullarindir.
Eger onlari affedersen mutlak galib ve yegane hukum ve hikmet sahibi olan da
hakikaten sensin sen" (Maide 117-118).
Resulullah aleyhissalatu vesselam devamla dedi
ki: "Bunun uzerine bana: "Onlar, sen aralarindan ayrildigin gunden
beri, dinden yuz cevirmeye hic ara vermediler!" denilecek."
Bir rivayette su ziyade var: "Ben:
"Rahmetten uzak olsunlar, rahmetten uzak olsunlar!" derim."
Buhari, Rikak 45, Enbiya 8, 44, Tefsir, Maide
14, 15, Tefsir, Enbiya 2; Muslim, Cennet 57, (2860); Tirmizi, Kiyamet 4,
(3329); Nesai, Cenaiz 118, (4, 114).
5024 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu insanlar uc sinif olarak
hasrolunurlar:
-Yayalar sinifi,
-Binekliler sinifi,
-Yuzu ustu surunenler sinifi."
Aleyhissalatu vesselam'a soruldu: "Ey
Allah'in Resulu! Bunlar yuzleri uzerine nasil yururler?" Su cevabi verdiler:
"Onlari ayaklari uzerine yuruten Zat-i
Zulcelal, yuzleri uzerine yurutmeye de kadirdir. Ancak bilesiniz, bu yuzleri
ustu yuruyenler, onlerine cikan her engele, her dikene karsi kendilerini
yuzleriyle korumaya calisirlar."
Tirmizi, Tefsir, Beni Isra'il (Isra), (3141).
5025 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Insanlar Kiyamet gunu uc hal uzere hasrolunurlar:
1. Istekliler, korkanlar.
2. Iki kisi bir deve uzerinde olanlar, uc kisi
bir deve uzerinde olanlar, dort kisi bir deve uzerinde olanlar, on kisi bir
deve uzerinde olanlar.
3. Geri kalanlari, atese tapanlar. Cehennem,
onlarin kaylule yaptigi yerde onlarla kaylule yapar, geceledikleri yerde
onlarla birlikte geceler, onlarin sabahladiklari yerde onlarla sabahlar,
onlarin aksamladiklari yerde onlarla beraber aksamlar."
Buhari, Rikak 48; Muslim, Cennet 59, (2861);
Nesai, Cenaiz 118, (4, 115, 116).
5026 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Insanlar Kiyamet gunu oylesine ter
akitirlar ki, bu terler yerin icinde yetmis zira'lik derinlige kadar iner ve bu
ter (yer ustunde de birikerek insanlari konusamaz hale getirmek uzere
agizlarina) gem vurur ve kulaklarina kadar ulasir."
Buhari, Rikak 47; Muslim, Cennet 61, (2863).
HESAP VE KULLAR ARASINDA HUKMUN VERILMESI
5027 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kimin uzerinde kardesine karsi irz veya
baska bir sey sebebiyle hak varsa, dinar ve dirhemin bulunmadigi (Kiyamet ve
hesaplasmanin olacagi) gun gelmezden once daha burada iken helallessin. Aksi
takdirde o gun, salih bir ameli varsa, o zulmu nisbetinde kendinden alinir.
Eger hasenati yoksa, arkadasinin gunahindan alinir, kendisine yuklenir."
Buhari, Mezalim 10, Rikak 48; Tirmizi, Kiyamet
2, (2421).
5028 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu hak sahiplerine haklarini
mutlaka eda edeceksiniz. Oyle ki kabis (boynuzsuz) koyun icin, boynuzlu
koyundan kisas alinacak, tasa (niye bir baska) tas uzerine yuklenip
kaldigindan; adamin adami niye yaraladigindan sorulacak."
(Ebu Hureyre) der ki: "Biz sunu da
isitirdik: "Kiyamet gunu, kisiyi tanimadigi birisi yakalar ve der ki:
"Sen beni hata ve munker islerden goruyordun, fakat ondan men
etmiyordun!"
Muslim, Birr 60, (2582); Tirmizi, Kiyamet 2,
(2422).
"Boynuzlu koyun....." tabirinden
gerisi Rezin'in ziyadesidir,
5029 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Ahirette kimin hesabi munakasa edilirse,
azaba maruz kalacak demektir!" buyurmuslardi. Ben: "Nasil olur? Allah
Teala hazretleri (mealen):
"O vakit kimin kitabi sag eline
verilirse; kolay bir hesabla muhasebe edilecek ve ehline sevincli olarak
donecek" (Insikak 7-9) buyurmadi mi, (bu hesap munakasasi degil mi)?"
dedim.
"Hayir! buyurdular, bu (munakasa degil)
arzdir. Kiyamet gunu hesaba cekilen herkes mutlaka helak olmus demektir!"
Buhari, ilim 35, Tefsir, Insikak 1, Rikak 49;
Muslim, Cennet 80, (2876); Ebu Davud, Cenaiz 3, (3093); Tirmizi, Kiyamet 6,
(2428).
5030 - Hureys Ibnu Kabisa radiyallahu anh
anlatiyor: "Medine'ye geldim ve: "Ey Allahim! Bana salih bir arkadas
nasib et!" diye dua ettim. Derken Ebu Hureyre radiyallahu anh'in yanina
oturdum. Kendisine:
"Ben, Allah'a bana salih bir arkadas
nasip etmesi icin dua ettim. bana, Resulullah'tan isittigin bir hadis soyle!
Olur ki Allah Teala Hazretlerri ondan faydalanmami nasib eder!" dedim.
Bunun uzerine dedi ki: "Ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle
soyledigini isittim:
"Kiyamet gunu, kisi amelleri arasinda
once namazin hesabini verecek. Bu hesap guzel olursa kurtulusa erdi demektir.
Bu hesap bozuk olursa, husrana dustu demektir. Eger farzinda eksiklik cikarsa
Rab Teala Hazretleri: "Bakin, kulumun (defterinde yazilmis) nafilesi var
mi?" buyurur. Boylece, farzin eksikleri nafile (namazlari) ile tamamlanir.
Sonra, bu tarzda olmak uzere diger amelleri hesaptan gecirilir."
Tirmizi, Salat 305, (413); Nesai, Salat 9,
(1232).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5021-5030 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.