Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5091-5100 )
CENNETLIKLER
5091 - Sehl Ibnu Sa'd radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambuyurdular ki:
"Cennet ehli, gurfelerde kalanlari
seyrederler, tipki gokteki yildizlari seyretmeniz gibi."
Buhari, Rikak 51; Muslim, Cennet 10, (2830).
5092 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennet ehli gurfelerde kalanlari (ehl-i
guraf) gorurler. Tipki, ufukta dogudan batiya giden inci gibi parlak yildizlari
gordugunuz gibi. Aralarindaki fazilet farki, (gurfe ehlini) boyle yukarida
gosterir."
Bunun uzerine Ashab: "Ey Allah'in Resulu!
Bu soylediginiz, peygamberlerin makami olmali, baskalari oraya
ulasamamali!" dedi. Ancak Aleyhissalatu vesselam:
"Hayir! Ruhumu kudret elinde tutan Zat'a
yemin olsun! Gurfelerde kalanlar (peygamberler degiller), Allah'a inanip
peygamberleri tasdik eden kimselerdir!" buyurdular."
Buhari, Bed'u'l-Halk 8; Muslim, Cennet 11,
(2831).
5093 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennete ilk girecek zumre, dolunay
gecesindeki ay suretindedir. Onu takip eden zumre, parlaklik yonuyle gokteki en
buyuk yildiz gibidir. Cennetlikler bevletmezler, buyuk abdest de bozmazlar,
tukurmezler, sumkurmezler de. Taraklari altindandir, terleri misktir.
Buhurdanlari od agacindan, zevceleri kara gozlu hurilerden olacak. Onlar atalari
Adem'in yaratilisi uzere, altmis zira boyunda tek bir adam suretinde
olacaklar."
Buhari, Bed'u'l-Halk 8, Enbiya 1; Muslim,
Cennet 15, (2834); Tirmizi, Cennet 7, (2540).
5094 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam : "Cennet ehli cennette yerler ve
icerler. ancak tukurmezler, kucuk ve buyuk abdest bozmazlar, sumkurmezler
de!" buyurmustu. Ashab:
"Peki yedikleri ne olur?" diye
sordular. Aleyhissalatu vesselam:
"Gegirmek ve misk sizintisi gibi ter!
Onlara tipki nefes ilham olundugu gibi tesbih ve tahmid ilham olunur."
Muslim, Cennet 18, (3835); Ebu Davud, Sunnet
23, (4741).
5095 - Ebu Said el-Hudri radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir kimse cennetlik olarak olunce, buyuk
veya kucuk, yasi ne olursa olsun, otuz yasinda bir kimse olarak cennete girer
ve artik bu yas ebediyyen degismez. Cehennemlikler icin de durum
boyledir."
Tirmizi, Cennet 23, (2565).
5096 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennet ehlinin vucudu kilsiz, yuzu
sakalsiz, gozleri surmelidir, genclikleri zail olmaz, elbiseleri eskimez."
Tirmizi, Cennet 8, (2542).
Tirmizi'nin bir rivayetinde su ziyade var:
"Cennetliklerin baslarinda taclar vardir. Tactaki tek bir inci, mesrik ile
magrib arasini aydinlatir."
5097 - Ebu Rezin el-Ukayli radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennet ehlinin cocugu olmaz, (orada
dogum yoktur)."
Tirmizi, Cennet 23, (2566).
5098 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Mu'mine cennette su su kadar
(kadinla) cima gucu verilir!" buyurmuslardi. Kendisine:
"Ey Allah'in Resulu! Buna takat
getirilebilir mi?" diye soruldu.
"Yuz (kisinin) gucu verilir! (Boyle
olunca takat getirir!)" buyurdular."
Tirmizi, Cennet 6, (2539).
5099 - el-Hudri radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu arz, tek bir corek olacak.
Cebbar (olan Allah Teala hazretleri), onu, cennetliklere azik olarak elinde
cevirecektir, tipki sizin sefer sirasinda coreginizi cevirdiginiz gibi!"
Bu sirada bir yahudi gelerek:
"Ey Ebu'l-Kasim! Rahman (olan Allah) seni
mubarek kilsin! Kiyamet gunu cennet ehlinin (istah acici) ikrami ne olacak haber
vereyim mi?" dedi. Efendimiz:
"Soyle bakalim!" buyurdular. Adam,
tipki Aleyhissalatu vesselam'in soyledigi gibi:
"Arz, tek bir corek olur!" dedi.
Resulullah aleyhissalatu vesselambize baktilar. Sonra azi disleri gorununceye
kadar tebessum buyurdular ve:
"Peki cennet ehlinin katiklarini sana
haber vereyim mi?" dediler. Adam: "Buyurun!" dedi. Aleyhissalatu
vesselam:
"Balam ve nun!" buyurdular. Adam:
"Bu nedir?" dedi. Aleyhissalatu
vesselam:
"Okuz ve baliktir. Bunlarin cigerlerinin
kenarindan yetmisbin kisi yer" buyurdular."
Buhari, Rikak 44; Muslim, Munafikun 30,
(2792).
5100 - el-Hudri radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennet ehlinden derecesi en dusuk olanin
seksenbin hizmetcisi, yetmisiki zevcesi vardir. Onun icin inciden, zebercedden
ve yakuttan bir cadir kurulur. Bu cadir, Cabiye'den San'a'ya kadar uzanan bir
buyukluktedir."
Tirmizi, Cennet 23, (2565).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5091-5100 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.