Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5101-5110 )

5101 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennet ehlinin mertebece en dusuk olani o kimsedir ki: Bahcelerine, zevcelerine, nimetlerine, hizmetcilerine, koltuklarina bakar. Bunlar bin yillik yurume mesafesini doldururlar.
Cennetliklerin Allah nezdinde en kiymetli olanlari ise, vech-i ilahiye sabah ve aksam nazar ederler."
Resulullah aleyhissalatu vesselam sonra su ayeti okudu. (Mealen): "Yuzler vardir, o gun ter u tazedir, Rablerini gorecektir" (Kiyamet 22-23).
Tirmizi, Cennet 17, (2556), Tefsir, Kiyamet (3327).

5102 - Mugire Ibnu Su'be radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hz. Musa aleyhisselam Rabbine sordu:
"Derece itibariyle cennet ehlinin en dusugu nasildir?" Rab Teala buyurdu: "O, cennet ehli cennete dahil edildikten sonra gelecek olan bir adamdir ki kendisine:
"Cennete gir!" denilir. Adam:
"Ey Rabbim nasil gireyim. Herkes yerlerine yerlesti, mekanlarini tuttu!" der. Ona soyle denilir:
"Sana dunya meliklerinden birinin mulku kadar mulk verilmesine razi misin?"
"Rabbim, raziyim!" der. Rab Teala:
"Sana bu verilmistir. Onun misli, onun misli, onun misli, onun misli de."
Adam besincide: "Ey Rabbim razi oldum (yeter!)" der. Rab Teala:
"Bu sana verildi, on misli daha verildi. Ayrica gonlun her ne isterse, gozun neden zevk alirsa, sana hep verilmistir!" buyurur. Adam:
"Rabbim razi oldum(yeter!)" der. (Hz. Musa sormaya devam eder):
"Ya derecesi en ustun olan (nasildir)?"
"Iste irade ettiklerim bunlardi. Onlarin keramet fidanlarini kendi elimle diktim ve uzerlerine muhur vurdum. Onlara hazirladigimi, ne bir goz gormus ne bir kulak isitmistir, hicbir beser kalbine de hutur etmemistir."
Muslim, Iman 312, (189); Tirmizi, Tefsir, Secde, (3196).

5103 - Ebu Sa'id el-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri cennet ehline;
"Ey cennet ahalisi!" diye seslenir. Onlar:
"Ey Rabbimiz, buyur! Ebrine amadeyiz! Hayir senin elindedir!" derler. Rab Teala:
"Razi oldunuz mu? diye sorar. Onlar:
"Ey Rabbimiz! Razi olmamak ne haddimize! Sen bize mahlukatindan bir baskasina vermedigin nimetler verdin!" derler. Rab Teala:
"Ben sizlere bundan daha fazlasini vereyim mi?" der. Onlar:
"Bu verdiklerinden daha ustun ne olabilir?" derler. Rab Teala:
"Size rizami helal kildim. Artik, size ebediyen gadab etmeyecegim!" buyururlar."
Buhari, Rikak 51, Tevhid 38; Muslim, Cennet 9, (2829); Tirmizi, Cennet 18, (2558).

5104 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bana cennete giren ilk uc kisi arzedildi. Bunlardan biri sehid, biri iffetli olan (ve azla yetinerek) iffetini koruyan, biri de Allah'a ibadetini guzel yapan ve efendilerine hayirhah olan bir kole idi."
Tirmizi, Fezailu'l-Cihad 13, (1642).

5105 - Harise Ibnu Vehb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Size cennet ehlini haber vereyim mi?" buyurdular. Ashab:
"Evet ey Allah'in Resulu" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Her bir bicare addedilen zayif kimsedir. Bu kimse, bir hususta Allah'a yemin etse, Allah onun diledigini yerine getirirek tebrie eder ve hanis kilmaz" buyurdu ve tekrar sordu:
"Size cehennem ehlini haber vereyim mi? Bunlar kaba, cimri ve kibirli kimselerdir."
Buhari, Tefsir, Nun 1, Edeb 61, Eyman 9; Muslim, Cennet 46, (2853); Tirmizi, Cehennem 13, (2608).

5106 - Ebu Davud'da Harise radiyallahu anh'tan gelen bir rivayette, Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle buyurmustur:
"Cennete ne zengin cimri, ne de kaba merhametsiz girer."
Ebu Davud, Edeb 8, (4801).

CEHENNEMLIKLER

5107 - Nu'man Ibnu Besir radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehennemliklerin azab cihetiyle en hafif olani, ayaginda atesten bir nalin ve nalin bagi olan kimsedir ki, ayagindakiler sebebiyle, tipki tencerenin kaynamasi gibi, basinda dimagi kaynar. Oyle tahammulfersa bir azam duyar ki, azabca insanlarin en hafifi oldugu halde, kendinden siddetli azab ceken olmadigini zanneder."
Buhari, Rikak 8; Muslim, Iman 363, (213); Tirmizi, Cehennem 12, (2607).

5108 - Semure Ibnu Cundeb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"(Cehennemlikler derece derecedir.) Bir kismi vardir, ates onlari topuguna kadar yakalar, bir kismi vardir, dizlerine kadar yakalar, bir kismi vardir kemere kadar yakalar, bir kismi vardir koprucuk kemigine kadar yakalar."
Muslim, Cennet 33, (2845).

5109 - Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehennem ehline aclik musallat edilir. Bu, icinde bulunduklari azaba esit dereceye ulasir. Acliga karsi yardim talep ederler. Onlara besleyici olmayan ve acligi gidermeyen dari' (denen dikenli bir ot) verilir. Tekrar yiyecek isterler, bu sefer de bogazda tikanip kalan bir yiyecekle imdat edilir. (Bu da bogazlarinda takilir kalir, ne ileri gecer, ne de geri gelir.) Derken, dunyada iken, bu durumda, bir icecekle takilan lokmalari kaydirdiklarini hatirlarlar ve bir icecek talep ederler. Kendilerine demir kancalar bulunan kaplarda kaynar sular verilir. Bu kaplar, yuzlerine yaklastirilinca, yuzlerini daglayip atar. Su karinlarina girince, icerilerini param parca eder. Bu sefer de:
"Cehennemin bekcilerini cagirin, ola ki azabimizi biraz hafifletir!" derler. Onlari cagirirlar. Onlar gelince:

"Size peygamberleriniz bu halleri aciklayan haberleri getirmemis miydi?" derler. Onlar:
"Evet getirmisti (ama dinlemedik)" derler. Bunun uzerine, bekciler:
"Siz isteyin durun! Kafirlerin istekleri (burada) bosadir!" derler" (Gafir 50). Cehennemlikler bekcilerden umidi kesince:
"(Cehenneme muvekkel melek) Malik'i cagirin!" derler. (Malik gelince):
"Ey Malik, (soyle de) Rabbin bizim hakkimizda olume hukmetsin!" derler. Malik de onlara:
"Hayir! (Siz burada canli olarak ebedi) kalicilarsiniz!" diye cevap verecek" (Zuhruf 77).
(Hadisin ravilerinden) A'mes rahimehullah der ki: "Bana bildirildi ki, cehennemliklerin Malik'e yalvarmalari ile Malik'in onlara verdigi cevap arasinda bin yillak zaman gececektir. Cehennemlikler, bu sefer aralarinda:
"Rabbinize dua edin, sizin icin O'ndan daha hayirli kimse yok!" diyecekler ve elbirlik soyle yakaracaklar:
"Ey Rabbimiz, bedbahtligimiz bize galebe calmisti, biz gercekten sapitmis kimselerdik. Ey Rabbimiz bizi bundan cikar. Eger (yine) kufre donersek artik hic suphesiz ki zalimlerden oluruz" (Mu'minun 106-107). Rab Teal, onlara: "Cehennemin icine yikilip gidin! Bana bir sey soylemeyin!" diyecek" (Mu'minun 108).
Resulullah devamla dedi ki: "Bu cevap uzerine, cehennem ehli her cesit hayirdan umidlerini keserler; hickirmaya, nedamet etmeye, dovunup yirtinmaya baslarlar."
Tirmizi, Cehennem 5, (2589).

5110 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehennemliklerin tepelerine kaynar su dokulur. Bu su, vucudlarinin icine nufuz eder, oyle ki karinlarina kadar ulasir; iclerinde ne var ne yok, soker atar ve ayaklarini delip gecer. Bu hadise "Bununla karinlarinin icinde ne varsa hepsi ve derileri eritilecektir" (Hacc 20) ayetinde zikri gecen eritme (es-Sahru) hadisesidir. Sonra (eriyen cesedleri) eski haline iade edilir."

Tirmizi, Cehennem 4, (2585).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5101-5110 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.