Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5791-5800 )

5791 - Hz. Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ben, Allah'a yemin ederek soyluyorum: Insaallah, herhangi bir seye yemin edince, yeminimin aksini yapmayi daha hayirli gorecek olsam, yeminimi kefaretler, hayirli gordugum seyi yaparim."
Buhari; Eyman 14; Muslim, Eyman 10, (1649); Ebu Davud, Eyman 17, (3276); Nesai, Eyman 15, (7, 910), Sayd 33, (7, 206).

5792 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh, aziz ve celil olan Rabbimiz yemin kefaretini indirinceye kadar yaptigi yeminlerinde hic hanis olmadi. Ayet inince dedi ki: "Artik; bir yemin edip, sonra aksini yapmanin daha hayirli oldugunu gorecek olsam, (yeminim yerini bulsun diye direnmem) derhal daha hayirli gordugum hususu yapar, yeminim icin de kefaret oderim."
Buhari, Eyman 1.

NIYYET

5793 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Yemin, yemin isteyenin niyetine goredir."
Bir diger rivayette: "Senin yeminin arkadasinin seni kendisiyle tasdik ettigi seye goredir" denmistir.
Muslim, Eyman 21, (1653); Ebu Davud, Eyman 8, (3255); Tirmizi, Ahkam 19, (1354).

LAGV

5794 - Hz. Aise anlatiyor: "Su ayet kisinin kullandigi "Vallahi hayir!", "Billahi evet!" gibi sozler sebebiyle nazil olmustur. (Mealen): "Allah yeminlerinizde kasitsiz olarak yanilmanizdan dolayi sizi mes'ul tutmaz, fakat ettiginiz yeminleri bozmanizdan dolayi sizi mesul tutar. Bozulan bir yeminin kefareti ise.."' (Maide 89).
Buhari, Eyman 14; Muvatta, Eyman 9, (2, 477); Ebu Davud, Eyman 28, (3254).

TEVRIYE

5795 - Suveyd Ibnu Hanzala radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gitmek uzere yola cikmistik. Beraberimizde Vail Ibnu Hucr radiyallahu anh da vardi. Yolda onu, bir dusmani yakaladi. Herkesi yemin etmeye zorladilar. Ben, "o, kardesimdir" diye yemin ettim. Bunun uzerine onu serbest biraktilar. Resulullah'a gelince olup biteni anlattim. "(Onumuzu kesen) grup herkesi yemine zorladi, ben de onun kardesim olduguna yemin ettim" dedim.
"Dogru soylemissin, musluman muslumanin kardesidir!" buyurdular."
Ebu Davud, Eyman 8, (3256); Ibnu Mace, Kefarat 14, (2119).

IHLAS

5796 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Iki kisi Resulullah aleyhissalatu vesselam'in huzurunda murafaa olundular. Resulullah aleyhissalatu vesselam muddeiden (davacidan) beyyine (delil, sahid) talep etti. Adamin beyyinesi yoktu. Bunun uzerine davalidan yemin talep etti. O, kendisinden baska ilah bulunmayan Allah'a kasem etti. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Hayir, sen (iddia edileni) yaptin. Velakin Lailahe illallah sozundeki ihlas sebebiyle magfiret olundun" buyurdu."
Ebu Davud, Eyman 16, (3275).

LICAC

5797 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Biz one gececek sonunculariz!" buyurdular. Keza:
"Birinizin ailesine karsi yaptigi yemininde inadlasmasi, Allah nazarinda Rab Teala'nin farz kildigi kefareti odemesinden daha agir bir gunahtir!" buyurdu."
Buhari, Eyman 1; Muslim, Eyman 26, (1655).

KEFARET

5798 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden kim yemin eder ve yemininde: "Lat ve Uzza'ya kasem olsun!" derse hemen "Lailahe illallah!" desin. Kim de arkadasina: "Gel seninle kumar oynayalim" derse hemen (birseyler) tasadduk etsin!"
Buhari, Eyman 5, Tefsir, Necm, Edeb 74, Isti'zan 52; Muslim, Eyman 5, (1647); Ebu Davud, Eyman 4, (3247); Tirmizi, Nuzur 17, (1545); Nesai, Eyman 11, (7, 7).

5799 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh anlatiyor: "Bir grup kimse, bazi seyleri tezekkur ediyorduk. Ben o sirada cahiliyeden yakin zamanda cikmistim. "Lat ve Uzza'ya kasem olsun!" diyerek yemin ediverdim. Arkadaslarim bana: "Soyledigin sey ne fena! Cirkin bir soz ettin!" dediler. Ben hemen Aleyhissalatu vesselam'a gelip durumu anlattim.
"Allah'tan baska ilah yoktur, o tektir, seriksizdir. Arz ve semanin mulku O'na aittir. Butun hamdler de O'nadir, O her seye kadirdir!" de! Sol tarafina uc kere ufle. Taslanmis seytandan Allah'a sigin, sonra bir daha (bu cesit yemine) donme!" buyurdular."
Nesai, Eyman 12, (7, 7-8).

NEFISLE ILGILI EDEBE GIREN HADISLER

5800 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in terkisinde idim. Bana su nasihatta bulundu:
"Yavrum! Allah'a karsi (emir ve yasaklarina uyarak edebini) koru, Allah da seni (dunya ve ahirette) korusun! Allah'i(n uzerindeki hukukunu) koru ki O'nu karsinda (dunya ve ahiretin fenaliklarina karsi hami) bulasin -veya onunde demisti: Bollukta Allah'i tani ki, darlikta da O, seni tanisin. (Dunya ve ahiretle ilgili) bir sey isteyince Allah'tan iste. Yardim talep edeceksen Allah'tan yardim dile. Zira kullar, Allah'in yazmadigi bir hususta sana faydali olmak icin biraraya gelseler, bu faydayi yapmaya muktedir olamazlar. Allah'in yazmadigi bir zarari sana vermek icin biraraya gelseler, buna da muktedir olamazlar. Kalemlerin murekkebi kurudu ve sayfalar duruldu. Sen, yakini bir imanla, tam bir riza ile Allah icin calismaya muktedir olabilirsen calis; sayet buna muktedir olamazsan, hosuna gitmeyen seyde, sabirda cok hayir var. Sunu da bil ki Nusret(i ilahi) sabirla birlikte gelir, kurtulus da sikintiyla gelir, zorlukta da kolaylik vardir, bir zorluk iki kolayliga asla galebe calamayacaktir."

Rezin bu elfazla tahric etmistir. Tirmizi'de muhtasar olarak kaydedilmistir. Sifatu'l-Kiyamet 60, (3518).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5791-5800 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.