Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6421-6430 )
6421 - Ibnu Omer radiyallahu
anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Necasi uzerine
(giyabinda cenaze) namazi kildi ve dort kere tekbir aldi."
CENAZEYE KATILANIN SEVABI
6422 - Ubey Ibnu Ka'b
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Kim bir cenaze uzerine namaz kilarsa ona bir kiratlik sevab vardir,
kim de defnedilinceye kadar cenazeye istirak ederse ona iki kiratlik sevab vardir.
Muhammed'in nefsi elinde olan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun.. Kirat, su
gordugunuz Uhud dagindan daha buyuktur."
CENAZE GECERKEN AYAGA
KALKMAK
6423 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanindan
bir cenaze getirilmisti, derhal ayaga kalkti ve: "Ayaga kalkin, zira
olumde korku ve dehset vardir" buyurdu."
6424 - Ubade Ibnu's-Samit
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir
cenazeyi tesyi edince, cenaze lahde (mezardaki hususi oyuga) konuncaya kadar
oturmazdi. (Bir defasinda), bir yahudi alimi gelerek: "Ey Muhammed! (Bu
sunnetin cok guzel.) Biz de boyle yapiyoruz!" dedi. Resulullah
aleyhissalatu vesselam hemen oturarak, cemaate emretti: "(Oturun ve)
yahudilere muhalefet edin!"
6425 - Ebu Rafi'
radiyallahu anh anlatiyor: "(Vefat etmis bulunan Sa'd radiyallahu anh'in
cesedi kabre indirilecegi zaman) Resulullah aleyhissalatu vesselam, Sa'd'in
cesedini tabutun uzerinden usulca cekti, (kabre yerlestirip defnettikten sonra)
kabrin uzerine su ciledi."
6426 - Ebu Saidi'l-Hudri
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (kabre
indirilip defnedilecegi zaman) kible istikametinden tutularak karsilandi ve
tabutun uzerinden yavasca cekilip cikarildi."
6427 - Said
Ibnnu'I-Museyyeb rahimehullah anlatiyor: "Ben, Ibnu Omer radiyallahu
anhuma ile birlikte bir cenazede beraber bulundum. Cenazeyi lahde koyunca:
"Bismillahi ve fi sebilillahi, ve ala Milleti Resulillahi" dedi.
Sonra lahidin onune kerpic dizilmeye baslaninca: "Allahumme ecirha minesseytani
ve min azabi'l-kabri, Allahumme cafi'l-arda an cenbeyha ve sa'id ruhaha ve
lakkiha minke ridvanen, (Ey Allahim bu cenazeyi seytanin serrinden ve kabir
azabindan koru. Ey Allahim! Yeri onun yanlarindan uzak tut! Ruhunu yukselt, onu
katindan rizaya erdir!" dedi. Ben. "Ey Ibnu Omer! Bu duayi Resulullah
aleyhissalatu vesselam'dan mi isittin, kendi fikrinle mi soyluyorsun?"
dedim. "Bunu ben kendimden soylesem, ben soz soylemeye muktedirim
demektir. Hayir! Ben onu Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan
isittim"cevabini verdi."
LAHID MUSTEHABDIR
6428 - Cerir Ibnu Abdillah
el-Beceli radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Lahd (usuluyle defin) bize aittir. Sakk (usuluyle defin)
baskalarina aittir."
SAKK
6429 - Hz. Enes Ibnu Malik
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam oldugu zaman
Medine'de bir adam vardi. Lahid kazardi, bir baskasi da sakk kazardi. Ashab:
"Rabbimizden hayirlisini dileyerek ikisine de haber gonderelim, hangisi
sonra gelirse onu terkeder (once gelenin usulunce Resulullah'i
defneder)iz" dediler, ikisine de haber saldilar. Lahid kazan once geldi.
Bunun uzerine ashab, Resulullah aleyhissalatu vesselam icin lahid kazdilar (ve
onun usulunce defnettiler)."
6430 - Hz. Aise radiyallahu
anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam vefat ettigi zaman,
(ashab, Aleyhissalatu vesselam'in lahd veya sakk usulunden hangisiyle
defnedilecegi hususunda) ihtilaf ettiler. Hatta bu hususta (aralarinda)
konustular, sesleri yukseldi. Bunun uzerine Hz. Omer radiyallahu anh:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda ne sag iken ne de olmus iken
bagirmayin! -veya buna benzer bir soz- soyledi. Sozlerine devamla: "Sakk
usuluyle kazan kimseye de, lahid usuluyle kazan kimseye de adam gonderin" dedi.
Bunun uzerine lahid yapan erken geldi. Aleyhissalatu vesselam icin bir lahid
kazdi. Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam oraya defnedildi."
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6421-6430 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.