Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6611-6620 )

YEMIN KEFARETINDE KAC KISI DOYURULUR?

6611 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (yerine getirmedigi yemini icin) kefaret olarak bir sa' miktari kuru hurma tasadduk etti. Insanlara da boyle yapmalarini soyledi. Bunu bulamayana "yarim sa' bugday" takdir etti."

YEMIN EDENI KURTARIN

6612 - Safvan Ibnu Abdirrahman el-Kuresi anlatiyor: "Fetih gunu babami Aleyhissalatuvesselam'in yanina getirdim ve: "Ey Allah'in Resulu! Babama hicretten birpay ayir!" dedim. Resulullah: "Artik hicret kalmadi" buyurdular. Ben de gidip (Resulullah'in hatirini hic kirmadigi sevgili amcasi) Abbas radiyallahu anh'in yanina gittim, "Beni tanidin mi?" dedim.
"Evet!" deyince, arzumu ona actim, babama hicretten bir nasip ayirmasi icin Resulullah nezdinde sefaatte bulunmasini rica ettim. Kabul etti ve Abbas, uzerinde cubbesi olmaksizin gomlekli olarak evinden cikti (huzur-u nebeviye gelip: ) "Ey Allah'in Resulu! Falancayi ve onunla aramizdaki (dostlugu) biliyorsun. O, size hicret uzere biat etmesi (ve boylece muhacir olma sevabindan bir pay almasi) icin, babasini getirdi" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam: "Artik hicret yok!" buyurdular. Abbas hazretleri: "(Bu adamin babasi ile hicret sartiyla biat etmesi icin) senin uzerine yemin ettim" dedi. Aleyhissalatu vesselam elini uzatip adamin elini meshetti ve: "Amcami yemininden kurtardim, hicret yoktur!" buyurdular."

"ALLAH'IN DILEDIGI SONRA SENIN DILEDIGIN" DEMEK

6613 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz yemin edince sakin: "Allah'in diledigi ve senin diledigin" demesin. Lakin soyle desin: "Allah'in diledigi sonra senin diledigin."

6614 - Huzeyfe Ibnu'l-Yeman radiyallahu anh anlatiyor: "Muslumanlardan bir adam r'uyasinda ehl-i kitaptan birine rastlamis, o da kendisine: "Siz (muslumanlar) bir de Allah'a ortak kosmasaniz ne iyi insanlarsiniz. Ama soyle diyerek (sirke dusuyorsunuz): "Allah'in diledigi ve Muhammed'in diledigi."
Ruya sahibi bu gordugunu gelip Resulullah'a anlatti. Aleyhissalatu vesselam da: "Vallahi ben sizin boyle soylediginizi bilmiyordum. (Oyleyse bundan boyle) soyle soyleyin: "Allah'in diledigi, sonra Muhammed'in diledigi" buyurdular."

NEZRINE UY

6615 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Ey Allah'in Resulu! Ben Buvane nam mevkide bir deve kurban etmeye nezrettim" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Icinde cahiliyeden kalma bir sey var mi?" dedi. Adam: "Hayir!" deyince Resul-i Ekrem efendimiz: "Nezrini yerine getir!" buyurdu."

6616 - Meymune Bintu Kerdem el-Yesariyye radiyallahu anha'nin anlattigina gore: "Babasinin terkisinde iken, babasi Resulullah aleyhissalatu vesselam'la karsilasir ve der ki: "Ben, Buvane nam mevkide deve kurban etmek uzere nezrettim." Aleyhissalatu vesselam: "Orada put var mi?" diye sorar. Babas: "Hayir!" der. Aleyhissalatu vesselam: "Oyleyse nezrini yerine getir!" emreder."

NEZIR BORCU ILE OLEN

6617 - Hz. Cabir Ibnu Abdillah radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir kadin, Resulullahaleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Annem oldu, uzerinde oruc nezri vardi, onu yerinegetirmeden vefat etti" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Velisi ona bedel oruc tutsun!" buyurdular."

KAZANCA TESVIK

6618 - Mikdam Ibnu Ma'dikerb ez-Zubeydi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kisi elinin emegiyle kazandigindan daha temiz bir kazanc elde etmemistir. Kisinin nefsine, ailesine, cocuguna ve hizmetcisine harcadigi sadakadir."

6619 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Emin, durust, musluman tacir, Kiyamet gunu sehidlerle beraberdir."


6620 - Muaz Ibnu Abdillah Ibni Hudeyb'in amcasi radiyallahu anh anlatiyor: "Biz bir cemaatte idik. Basinda islaklik oldugu halde Resulullah aleyhissalatu vesselam cikageldi. Birimiz ona: "Bugun sizi iyi ve ferah goruyoruz" dedi. "Evet! Elhamdulillah oyledir!" buyurdular. Sonra halk zenginlik hususunda sohbete daldilar. Aleyhissalatu vesselam: "Muttaki icin zenginligin bir zarari yok!" buyurdular. Devamla: "Ancak dediler, sihhat, muttaki icin zenginlikten daha hayirlidir. Gonul hoslugu da bir nimettir."



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6611-6620 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.