Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6851-6860 )
HAREM-I SERIFE GIRME ADABI
6851 - Abdullah Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Peygamberler Harem-i, Serife yaya ve
yalinayak olarak girerlerdi. Yine yalinayak ve yaya olarak Beytullah'i tavaf
edip, menasiki (hacc ve umrenin gereklerini) bu sekilde ifa ederlerdi."
HACERU'L-ESVED'I ISTILAM
6852 - Ibnu Omer
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
Haceru'l-Esved'e yoneldi, sonra dudaklarini uzerine koyup uzun muddet
agladiktan sonra ondan ayrildi. Bir de bakti ki, Omer Ibnu'I-Hattab da yaninda,
o da agliyor. Hemen: "Ey Omer buyurdular, evet gozyaslari burada
dokulur."
TAVAFIN FAZILETI
6853 - Ata Ibnu Ebi Rabah
Ka'be'yi tavaf ederken Ibnu Hisam radiyallahu anhum'un kendisine soyle soru
sorduguna ve kendisinin soyle cevap verdigine sahit oldum: "Ibnu Hisam:
"Rukn-i Yemani hakkinda bilgi verir misin?" diye sordu. Ata dedi ki:
"Ebu Hureyre radiyallahu anh'in rivayetine gore, Aleyhissalatu vesselam
demistir ki: "Rukn-i Yemani yetmis(70) bin melege emanet edilmistir. Kim
(onun yaninda): "Allahim! Senden af, dunya ve ahirette afiyet diliyorum.
Rabbimiz! Bize dunyada iyiyi, ahirette de iyiyi ver ve bizi cehennem azabindan
koru!" diye dua ederse o melekler "amin!" derler." Ata,
Haceru'l-esved'in bulundugu koseye gelince: "Ey Ebu Muhammed! Bu
Haceru'I-esved ruknu hakkinda ne isittin?" dedi. Ata su cevabi verdi:
"Ebu Hureyre radiyallahu anh bana, ResIulullah aleyhissalatu vesselamin:
"Kim haceru'l-esvede yonelirse, suphesiz Rahman (olan) Allah'a yonelmis
olur" buyurdugunu anlatti.. "
Ibnu Hisam, Ata'ya:
"Ey Ebu Muhammed! Tavafin faziletiyle ilgili ne isittiniz?" diye
sordu. Ata su cevabi verdi: "Ebu Hureyre radiyallahu anh, bana Resulullah
aleyhissalatu vesselam'in: "Kim Beytullah'i yedi sefer tavaf eder, tavaf
sirasinda konusmayip sadece "Subhanallah, velhamdulillah ve lailahe
illallah, vallahu ekber vela havle vela kuvvete illa billah" derse ondan
on gunah silinir ve on sevap yazilir, onun bununla mertebesi on derece
yukselir. Kim de tavaf sirasinda konusursa sadece ayaklariyla rahmete girer,
tipki ayaklariyla suya dalanlar gibi."
HACC-I IFRAD
6854 - Hz. Cabir
radiyallahu anh diyor ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hacc-i ifrad
yapmistir."
6855 - Hz. Cabir
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Ebu Bekr,
Omer, Osman radiyallahu anhum ecmain hacc-i ifrad yaptilar."
HACC-I KIRAN
6856 - Ebu Talha
radiyallahu anh demistir ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hacc ve
umreyi beraber (yani hacc-i kiran) yapti."
6857 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam,
ashabiyla birlikte (Veda Haccinda Mekke'ye) geldikleri zaman, ne o ne ashabi,
umre ve hacc icin (Ka'be'nin etrafinda yedi defa dolasmak suretiyle) ancak bir
kere tavaf ettiler."
HACCI FESHETMEK
6858 - Bera Ibnu'l-Azib
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ve ashabi,
haccda basimizda beraber ciktilar. Biz (sahabilerin cogu) hacc niyetiyle ihrama
girdik. Mekke'ye geldigimiz vakit, Aleyhissalatuvesselam: "Haccinizi
umreye cevirin!" buyurdular. Ashab: "Ey Allah'in Resulu! Biz hacc
niyetiyle ihrama girmistik! Simdi onu nasil umreye cevirelim?" dediler.
Aleyhissalatu vesselam:
"Size emrettigime
riayet edin, dedigimi yapin!" buyurdular. Ashab, onceki itirazlarini
tekrar etti, bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam kizdi. (Ashab'i koyup) gitti.
Ofkeli haliyle Hz. Aise'nin yanina girdi. Aise radiyallahu anha, Resulullah'in
ofkesini yuzunden okumustu: "Seni kim ofkelendirdi ? Allah da onu
ofkelendirsin! dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Nasil ofkelenmeyeyim? Ben
bir emirde bulunuyorum, emrim tutulmuyor!" buyurdu."
UMRE
6859 - Talha Ibnu
Ubeydillah radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Hacc cihaddir. Umre tatavvu (sunnet)dir."
RAMAZANDA UMRE
6860 - Herim Ibnu Hanbes
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Ramazan ayinda yapilan bir umre (sevap cihetiyle) bir hacca
muadildir."
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6851-6860 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.