7211 - Esma Bintu Yezid
radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Size en hayirlinizi haber vereyim mi?" diye sordu. "Evet! Ey
Allah'in Resulu!" dediler.
"Sizden o kimseler en
hayirlidir ki, onlari gorenler aziz ve celil olan Allah'i hatirlarlar"
buyurdular."
7212 - Imran Ibna Husayn
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Surasi muhakkak ki, Allah Teala hazretleri, maddeten fakir, coluk
cocuk sahibi olup dilencilik ve haram kazanctan kacinan mu'min kulunu
sever."
7213 - Abdullah Ibnu Omer
radiyallahu anh anlatiyor: "Muhacirlerin fakirleri, Allah'in, zenginleri
kendilerinden (mali ibadetler yonuyle) daha ustun kildigi hususunda dert
yandilar. Aleyhissalatu vesselam onlara: "Ey fakirler cemaati! Ben sizi,
fakir muhacirlerin, cennete zenginlerinden, (dunya olculeriyle besyuz yil olan)
yarim gun once gireceklerini mujdelemeyeyim mi?" buyurdular."
Bu hadisi rivayet eden Musa
rahimehullah su ayeti okudu:"Ve suphesiz, senin Rabbin katindaki bir gun
sizin saymakta oldugunuz bin yil gibidir" (Hacc 47).
FAKIRLERLE DUSUP KALKMA
7214 - Ebu Sa'idi'I-Hudri
radiyallahu anh derdi ki : "Fakirleri sevin. Zira ben Resulullah
aleyhissalatu vesselam'in, dualarinda soyle soyledigini isittim: "Allahim,
beni fakir olarak yasat, fakir olarak ruhumu kabzet, ahirette de fakirler
zumresinde hasret."
7215 - Habbab radiyallahu
anh "(Aksam, sabah, Rablerinin rizasini dileyerek O'na dua edenleri
yanindan kovma. Onlarin hesabi senden sorulmayacaktir, senin hesabin da onlara
sorulmayacaktir, oyleyse onlari kovup da zalimlerden olma" (En'am 52)
mealindeki ayetle ilgili olarak sunu anlatti: "Akra' Ibnu Habis et-Temimi
ve Uyeyne Ibnu Hisn el Fezari Resulullah'in yanina geldiler. Aleyhissalatu
vesselam'i Suheyb, Bilal, Ammar ve Habbab gibi zayif muslumanlarla oturmus
buldular. (Bu gariban takimini) Resulullah'in etrafinda gorunce onlari
kucumseyip hakir gorduler. Aleyhissalatu vesselam'a yaklasip basbasa kaldilar
(yani biz bir kenara cekildik). Onlar: "Biz, senin bize hususi bir sohbet
oturumu ayirmani isteriz, ta ki Araplar bizim ustunlugumuzu tanisinlar. Zira
sana (her taraftaki) Araplardan (durmadan) heyetler geliyor. Onlarin bizi bu
(degersiz) kole bozuntulariyla beraber gormelerinden utaniyoruz. Su halde, her
ne zaman biz sana gelirsek, onlari yanindan kaldir. Biz gidince, dilersen yine
onlarla beraber ol!" dediler. Aleyhissalatu vesselam da:
"Pekala!" diye cevap verdi. Bunun uzerine onlar: "Bu teklifimizi
bir yazi ile de tevsik et" dediler."
(Habbab) der ki:
"Aleyhissalatu vesselam hemen bir kagit istedi, yazmasi icin Ali
radiyallahu anh'i cagirdi. Biz hala bir kenarda oturmus duruyorduk. Derken
Cibril aleyhisselam indi ve su vahyi getirdi. (Mealen): "Sabah aksam
Rablerinin rizasini isteyerek O'na yalvaranlari kovma. Onlarin hesabindan sana
bir sorumluluk yoktur. Senin hesabindan da onlara bir sorumluluk yoktur ki
onlari kovarak zulmedenlerden olasin" (En'am 52). Ayet-i kerime daha sonra
Akra' Ibnu Habis ve Uyeyne Ibnu Hisn'i zikrederek devam etti: "Boylece,
"Aramizdan Allah bunlara mi iyilikte bulundu?" demeleri icin onlari
birbiriyle imtihan ettik. Allah sukredenleri iyi bilen degil midir?"
(En'am 53). Ayet soyle devam etti: "(Ey Muhammed) ayetlerimize iman
edenler sana gelince: "Size selam olsun!" de. Rabbiniz, sizden kim
bilmeyerek fenalik ister de arkasindan tevbe eder ve nefsini duzeltirse, ona
rahmet etmeyi kendi uzerine almistir" (En'am 54).
Habbab devamla der ki:
"Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam'a yaklastik, oyle ki dizlerimizi
dizlerinin uzerine koyduk. Aleyhissalatu vesselam bizimle otururdu. Kalkip
gitmek istedigi zaman dogrulur ve bizi oyle terkederdi. Bunun uzerine aziz ve
celil olan Allah su vahyi indirdi: "(Sabah-aksam Rablerinin rizasini
dileyerek O'na yalvaranlarla beraber sen de sabret. Dunya hayatinin
guzelliklerini isteyerek gozlerini o kimselerden ayirma -yani esraf ile beraber
oturma-. Bizi anmasini kendilerine unutturdugumuz yani Uyeyne ve Akra'- ve
isinde asiri giderek hevesine uyan kimseye uyma" (Kehf 28). Sonra onlara (yani
mu'minlere ve kafirlere iki kisinin misalini (Kehf 32-44) ve dunya hayatinin
misalini (Kehf 45) getirdi (yani mezkur ayetleri bu maksatla inzal buyurdu).
Habbab der ki: "(Bu
hadiseden sonra) biz (zayif takimdan olan sahabiler) Resulullah aleyhissalatu
vesselam'la beraber otururduk. Aleyhissalatu vesselam'in kalkma saati gelince,
O'nun kalkmasi icin once biz onu terkederdik."
7216 - Ebu Saidi'l-Hudri
radiyallahu anh anlatiyor: "Reslulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Mali soyle soyle, soyle ve soyle dagitanlar haric dunyaligi cok
kazananlara yaziklar olsun!" "Soyle!" kelimesini Resulullah dort
kere tekrar etti. Bunlarla "sagindan, solundan, onunden ve arkasindan
(hayir icin harcayanlar" demek istedi)."
7217 - Ebu Zerr radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Bu
dunyada malca) en cok olanlar, Kiyamet gunu en asagida olacaklardir. Ancak mali
soyle soyle (bol bol) harcayanlar ve onu temiz yoldan kazananlar haric."
7218 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Dunyaligi en cok olanlar (ahirette rutbece) en asagi olacaklardir. Ancak,
mali soyle soyle soyle (hayir yolunda) harcayanlar haric."
7219 - Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Yanimda Uhud dagi kadar altinim olup da ondan bir miktar yanimda
kaldigi halde (iki gun gecip) ucuncu bir gecenin gelmesini sevmem. Bir borcu
odemek uzere (o altindan) saklayacagim miktar haric."
7220 - Amr Ibnu Gaylan
es-Sakafi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Ey Allahim! Kim bana inanir, beni tasdik eder, ve her ne
getirmis isem onun senin yuce katindan oldugunu ve hak oldugunu bilirse, ona az
mal, az evlat ver, ona, sana kavusmayi sevdir ve olumunu cabuklastir. Kim de
bana inanmaz ve beni tasdik etmezse malini ve evladini cok kil, omrunu de uzat."
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.