Kamer sûresinden sonra Mekke'de inmiştir 88
(seksensekiz) âyettir. İsmini birinci âyette yer alan Sâd harfinden alır.
38-Sâd Suresi
Rahmân ve Rahîm
(olan) Allah'ın adıyla.
3. Onlardan önce nice nesilleri helâk
ettik. O zaman feryat ettiler. Halbuki artık kurtulma zamanı değildi.
4. Aralarından kendilerine bir uyarıcının
gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır!
6. Onlardan ileri gelenler: Yürüyün,
tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur.
8. Kur'an aramızdan Muhammed'e mi
indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Belki, bunlar Kur'an'ım hakkında şüphe
içine düştüler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar.
10. Yahut göklerin, yerin ve ikisi arasında
bulunanların hükümranlığı onların elinde midir? Öyleyse (göklerin) yollarında
yükselsinler (görelim)!
13. Semûd, Lût kavmi ve Eyke halkı da
(peygamberleri) yalanladılar. İşte bunlar da (peygamberlere karşı) birleşen
topluluklardır.
14. Onların her biri gönderilen
peygamberleri yalanladılar da bu yüzden (kendilerine) azabım hak oldu.
17. (Resûlüm!) Onların söylediklerine
sabret, kulumuz Davud'u, o kuvvet sahibi zatı hatırla. O, hep Allah'a
yönelirdi.
19. Kuşları da toplu halde onun emri altına
vermiştik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.
22. Davud'un yanına girmişlerdi de Dâvud
onlardan korkmuştu. "Korkma! Biz birbirine hasım iki davacıyız, aramızda
adaletle hükmet, haksızlık etme; bize doğru yolu göster" dediler.
23. (Onlardan biri şöyle dedi:) Bu,
kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Böyle
iken "Onu da bana ver" dedi ve tartışmada beni yendi.
24. Davud: Andolsun ki, senin koyununu
kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlıkta bulunmuştur. Doğrusu
ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına tecâvüz ederler. Yalnız iman edip de
iyi işler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud, kendisini
denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı,
tevbe edip Allah'a yöneldi.
25. Sonra bu tutumundan dolayı onu
bağışladık. Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği
vardır.
26. Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife
yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma, sonra
bu seni Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu Allah'ın yolundan sapanlara, hesap
gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır.
27. Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri biz
boş yere yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Vay o inkâr edenlerin
ateşteki haline!
28. Yoksa biz, iman edip de iyi işler
yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Veya (Allah'tan)
korkanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız?
29. (Resûlüm!) Sana bu mübarek Kitab'ı,
âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.
31. Akşama doğru kendisine, üç ayağının
üzerine durup bir ayağını tırnağının üzerine diken çalımlı ve safkan koşu
atları sunulmuştu.
32. Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini,
Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları
(atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya
başladı.
33. Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini,
Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları
(atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya
başladı.
34. Andolsun biz Süleyman'ı imtihan ettik.
Tahtının üstüne bir ceset bırakıverdik, sonra o, yine eski haline döndü.
35. Süleyman: Rabbim! Beni bağışla; bana,
benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver. Şüphesiz sen, daima
bağışta bulunansın, dedi.
41. (Resûlüm!) Kulumuz Eyyub'u da an. O,
Rabbine: Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi, diye seslenmişti.
43. Bizden bir rahmet ve olgun akıl
sahipleri için de bir ibret olmak üzere ona hem ailesini hem de onlarla beraber
bir mislini bağışladık.
44. Eline bir demet sap al da onunla vur,
yeminini böyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyub'u sabırlı (bir kul) bulmuştuk.
O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi.
49. İşte bu, bir hatırlatmadır. Doğrusu
Allah'a karşı gelmekten sakınanlara güzel bir gelecek vardır.
59. (İnkârcıların liderlerine:) İşte bu
sizinle beraber cehenneme girecek topluluktur (denildiğin de, liderler:) Onlar
rahat yüzü görmesin (derler) Onlar mutlaka ateşe gireceklerdir.
60 . (Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl
siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler.
61. Yine onlar: Rabbimiz! Bunu bizim
önümüze kim getirdiyse onun ateşteki azabını iki kat artır! derler.
62. (İnkârcılar) derler ki: Kendilerini
dünyada iken kötülerden saydığımız kimseleri burada niçin görmüyoruz?
65. (Resûlüm!) De ki: Ben sadece bir
uyarıcıyım. Tek ve kahhâr olan Allah'tan başka bir tanrı yoktur.
75. Allah! Ey İblis! İki elimle yarattığıma
secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden misin?
dedi.
86. (Resûlüm!) De ki: Buna karşılık ben
sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben olduğundan başka türlü görünenlerden de
değilim.
Diyanet İşleri Meali - Kuranı Kerim
| |||
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme