Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 131-140 )

131 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) diyor ki: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Asiye (isyankar, itaatsiz kadin) ismini degistirip Cemile (guzel kadin) yapti.
Muslim, Edeb 14, (2139); Tirmizi, Edeb 66, (2840); Ebu Davud, Edeb 70, (4952).

132 - Mesruk anlatiyor: "Hz. Omer'le karsilastim. Bana "Sen kimsin?" diye sordu. "Mesruk Ibnu'l-Ecda" dedim. Dedi ki: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ecda seytandir" dedigini isittim."
Ebu Davud, Edeb 70, (4957).

133 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "el-Munzir Ibnu Ebi Useyd dogdugu zaman Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a getirilmisti. Cocugu kucagina aldi ve: "Ismi nedir?" diye sordu. "Ismi falandir" diye ne konmussa soylendi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Hayir! bunun ismi Munzir olacak" dedi ve o gun cocuga Munzir ismini koydu.
Buhari, Edeb 108; Muslim, Edeb 29, (2149).

HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)'IN ISIM VE KUNYESINI ALMA HAKKINDA GELEN RIVAYETLER

134 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir gun Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Baki'de idi. Kulagina bir ses geldi: "Ey Ebu'l-Kasim!" diyordu. Basini sese dogru cevirdi. Seslenen adam: "Ey Allah'in Resulu seni kastedmedim, ben falancayi cagirdim" dedi. Bunun uzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Ismimi isim olarak koyun, fakat kunyemi kendinize kunye yapmayin!" buyurdu.
Buhari, Menakib 20, Edeb 106; Muslim, Adab 1 (2131); Tirmizi, Edeb 68, (2844).

135 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bizden birinin bir oglu oldu. Ismini Kasim koydu. Kendisine: "Sana Ebu'l-Kasim kunyesini vermeyiz. Bu kunye ile seni sereflendirip memnun etmeyiz" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek durumu arzetti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunun uzerine: "Oglunun adi Abdurrahmandir" dedi.
Buhari, Edeb 105, 106, 109, Menakib 20; Muslim, Adab 2, (2133); Ebu Davud, Edeb 74, (4965); Tirmizi, Edeb 68, (2845).
Bir rivayette su ziyade var: "Ismimi isim olarak koyun, fakat kunyemi kunye yapmayin. Zira ben Kasim (taksim edici) kilindim. Aranizda taksim ederim."
Ebu Davud'un bir rivayetinde soyle buyrulmustur: "Kim benim ismimi almissa, kunyem ile kunyelenmesin. Kim de kunyem ile kunyelenmisse, ismimle isimlenmesin."

136 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bir kadin gelerek: "Ey Allah'in Resulu, ben bir oglan dunyaya getirdim. Muhammed diye isim, Ebu'l-Kasim diye de kunye verdim. Bana, sizin bu durumdan hoslanmadiginiz soylendi, dogru mu?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ismimi helal, kunyemi haram kilan sey de ne?" veya "Kunyemi haram kilip ismimi helal kilan sey de ne?" diyerek reddetti.
Ebu Davud Edeb 76, (4968).

137 - Muhammed Ibnu'l-Hanife, babasindan (Allah her ikisinden de razi olsun) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e sordum: "Ey Allah'in Resulu, sizden sonra bir oglum oldugu takdirde, sizin isminizle isimlendirebilir, kunyenizle de kunyelendirebilir miyim, ne dersiniz?" Bana "Evet" buyurdular.
Ebu Davud, Edeb, 76, (4967); Tirmizi, Edeb 68, (2846).
Yuharidaki metin Ebu Davud'undur. Tirmizi, hadise, "sahih" demistir, ayrica: "Burada bizim icin ruhsat var" diye kaydetmistir.

ISIM VE KUNYE UZERINE MUTEFERRIK HADISLER

138 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) cocuga, dogumunun yedinci gununde isim konmasini, yikanarak pisliklerin temizlenmesini ve akika kurbani kesilmesini emir buyurdu."
Ebu Davud, Edahi, 21, (2837); Tirmizi, Edahi 23, (1522), Edeb 63,(2834), (Tirmizi'de hadis Ibnu Omer'den degil, Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi tarikindendir. Burada bir sehiv soz konusu -Nesai, Akika 5, (7, 166); Ibnu Mace, Zebaih 1, (3165)-dur.).

139 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Yeni dogan cocuklar Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e getirilirdi. O da bunlara mubarek olmalari icin dua eder, tahnikde bulunurdu."
Muslim, Edeb, 27 (2147); Ebu Davud, Edeb 116, (5106).

140 - Ebu Rafi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Fatima (radiyallahu anha) oglu Hasan (radiyallahu anh)'i dogurdugu zaman, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i kulagina ezan okurken gordum."
Ebu Davud, Edeb 116, (5105); Tirmizi, Edahi 17, (1514).

Tirmizi hadisin sahih oldugunu soylemistir. Rezin su ziyadeyi kaydeder: "Kulagina Ihlas suresini okudu, hurma ile tahnik etti ve ismini koydu."



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 131-140 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.