Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1831-1840 )
HILALI GORUNCE OKUNACAK
DUALAR
1831 - Talha Ibnu
Ubeydillah (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) hilali gorunce su duayi okurdu: "Allahim, Ay'in hilal devresini
bize bereketli, imanli, selametli ve Islam uzere gecir. (Ey hilal) benim de
senin de Rabbin Allah'tir."
Tirmizi, Daavat 52, (3447).
1832 - Katade
(rahimehullah)'ye ulastigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hilali
gorunce su duayi okurmus: "Hayirli ve istikametli bir ihtilaI (devresi
diliyorum.)" bunu uc kere soyledikten sonra, "Seni yaratan AIIah'a
inandim."
Bunu da uc kere tekrar
ettikten sonra: ". . Ayini cikarip... Ayini getiren Allah'a
hamdolsun" dermis."
Ebu Davud, Edeb 111 (5092).
Ebu Davud'un yine
Katade'den kaydettigi bir diger rivayetinde:
"Resulullah
(aleyhissalatu vesselam), hilali gorunce yuzunu ondan cevirirdi"
denmektedir.
GOK GURLEYINCE, RUZGAR
ESINCE, BULUT CIKINCA OKUNACAK DUA
1833 - Ibnu Omer
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gok
gurleyip, simsek cakinca su duayi okurdu:
"Allah'im bizi
gadabinla oldurme, azabinla da helak etme, bu (azabi)ndan once bize afiyet
(icinde olum) ver."
Tirmizi, Daavat 51, (3446).
1834 - Hz. Aise
(radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ufuk-i
semada bir bulut belirtisi gordu mu isi terkeder, namazda idiyse kisa keser ve
su duayi okurdu: "Allah'im, bunun serrinden sana siginirim." Yagmur
baslarsa: "Allah'im, boI yagmur, faydali yagmur (ver)" derdi."
Ebu Davud, Edeb,113,
(5099); Ibnu Mace, Dua 21, (3889).
1835 - Hz. Aise
(radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ruzgar
estigi zaman su duayi okurdu: "AIIah'im, senden bunun hayrini ve bunda
olan (menfaatlarin da) hayrini ve bunun gonderilis maksadindaki hayri da
istiyorum. Bunun serrinden, bunda olanin serrinden, burcunla gonderilen seyin
serrinden de sana siginiyorum."
Buhari, Bed'ul-Halk 5,
Tefsir, Ahkaf 2, Edeb, 68; Muslim, Istiska 14, (899); Tirmizi, Daavat 50,
(3445).
1836 - Yine Tirmizi'de Ubey
Ibnu Kà'b (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Ruzgara kufretmeyin. Hosunuza gitmeyen bir
ruzgar gorunce: "Allah'im, senden bunun hayrini taleb ediyorum"
deyin. "
Tirmizi, Fiten 64, (2253).
AREFE GUNU VE KADIR GECESI
DUASI
1837 - Amr Ibnu Suayb an Ebihi
an Ceddihi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Dualarin en faziletlisi àrefe gunu yapilan
duadir. Ben ve benden onceki peygamberlerin soyledikleri en faziletli soz, la
ilahe illallahu vahdehu la serike leh lehu'l-mulku ve lehu'l-hamdu ve huve ala
kulli sey'in kadir. (Allah'tan baska ilah yoktur, O tektir, O'nun ortagi
yoktur, mulk O'nundur, hamd O'na aittir. O, herseye kadirdir) sozudur."
Muvatta, Kur'an 32, (1,
214, 215); Tirmizi, Da'avat 133, (3579).
1838 - Hz. Aise
(radiyallahu anha) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, dedim, sayet Kadir
gecesine tevafuk edersem nasil dua edeyim?" Su duayi okumami soyledi:
"Allahumme inneke
afuvvun, tuhibbu'l-afve fa'fu anni. (Allahim! Sen affeedicisin, affi seversin,
beni affet."
Tirmizi, Da'avat 89,
(3508).
HAPSIRANIN DUASI
1839 - Amir Ibnu Rebia
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)in
arkasinda namaz kilan birisi, namazda hapsirdi ve su duayi okudu: "Mubarek
(heyri boI), ihlasli ve cok hamdle Allah'a hamdederiz, ta Rabbimiz razi
oluncaya kadar; dunya ve ahiret isindeki rizasindan sonra da (hamdimize devam
ederiz)." Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namazdan ciktiktan sonra:
"Namazda dua okuyan kimdi?" diye sordu. Ancak okuyan kisi sukut etti.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) tekrar sordu:
"Duayi kim okudu? Zira
fena bir sey soylemedi." Bunun uzerine adam: "Bendim, bu dua ile
sadece hayir murad ettim" dedi. Efendimiz:
"(Duaniz) Rahman'in
Arsina kadar yukseldi" buyurdu."
Ebu Davud, Salat 121, (770,
774); Tirmizi, Salat 296, (404); Buhari, Ezan 115, (muhtasaran); Muvatta,
Kur'àn 25, (1, 212); Nesai, Iftitah 112 (2,196).
1840 - Hz. Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Sizden biri hapsirinca "Elhamdulillah ala kulli
hal." (Her hal icin elhamdulillah) desin. Kardesi de yahut arkadasi da-
ona "Yerhamukallah" diye cevap versin. (Kardesi bunu) kendisi icin
soyleyince, hapsiran da Yehdikumullah ve yuslih balekum (Allah size de hidayet
versin ve isinizi duzeltsin) desin."
Buhari, Edeb 126, Ebu
Davud, Edeb 99, (5033).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1831-1840 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.