Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3191-3200 )

3191 - Seleme Ibnu'l- Muhabbak (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim sefer sirasinda Ramazan'a erer ve beraberinde kendisini karnini doyuracak yere goturecek bir binegi varsa nerede olursa olsun orucunu tutsun."
Ebu Davud, Savm 44, (2410, 2411).

ORUCU YEMEYI GEREKTIREN SEYLER

3192 - Nafi anlatiyor: "Ibnu Omer radiyallahu anhum diyor ki: "Ramazani, hastalik ve sefer sebebiyle yiyenler, onu pes pese tutarlar."
Muvatta, Siyam 45, (1, 304)

3193 - Ibnu Sihab anlatiyor: "Ebu Hureyre ve Ibnu Abbas (radiyallahu anhum) Ramazan orucunun kazasi hususunda ihtilaf ettiler. Biri: "Aralari acilabilir'' dedi. Digeri, "acilamaz!'' dedi. Ben hangisinin "acilabilir '' dedigini, hangisinin de "acilamaz!'' dedigini bilmiyorum.''
Muvatta; Savm 46, (1, 304).

3194 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Uzerimde Ramazan orucu bulunurdu da ben onlari ancak Saban ayinda kaza edebilirdim. Bu, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in mevkii sebebiyle idi."
Buhari, Savm 40; Muslim, siyam 151, (1146); Muvatta, Siyam 54, (1, 308); Ebu Davud, Savm 40, (2399); Tirmizi, Savm 66, (783); Nesai, Savm 64, (4, 191).

3195 - Yine Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim uzerinde oruc borcu oldugu halde olurse, velisi ona bedel tutar."
Buhari, Savm 42; Muslim, Siyam 153, (1174); Ebu Davud, Savm 41, (2400).

3196 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir kadin Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Annem vefat etti, uzerinde de nezir orucu borcu var, kendisine bedel oruc tutabilir miyim?" dedi. Resulullah:
"Annen uzerinde borc olsaydi da sen odeyiverseydin, bu borc onun yerine odenmis olur muydu?" diye sordu. Kadin:
"Evet!" deyince, Aleyhissalatu vesselam:
"Oyleyse annene bedel oruc tut!" buyurdu."
Buhari, Savm 42; Muslim, Savm 156, (1148); Ebu Davud, Eyman 25, (3307, 3308); Tirmizi, Savm 22, (716).

3197 - Imam Malik'e ulastigina gore Ibnu Omer radiyallahu anh, bir kimsenin diger bir kimse yerine oruc tutmasini veya bir kimsenin baska bir kimse yerine namaz kilmasini munker addederdi."
Muvatta, siyam 43, (1, 303).

3198 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ben ve Hafsa oruclu idik. Bize yiyecek hediye edildi. Ondan yedik. Resulullah aleyhissalatu vesselam yanimiza girdi. Hafsa (cur'ette) babasi gibiydi, sozde benden evvel davranip:
"Ey Allah'in Resulu, biz, Aise ve ben nafile oruca niyet etmis, bu niyetle sabaha kavusmustuk. Bize bir yemek hediye edildi. Biz de ondan yedik" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Bunun yerine bir baska gun kaza orucu tutun!" buyurdu."
Muvatta, Siyam 50, (1, 306); Ebu Davud, Savm 73, (2457); Tirmizi, Savm 36, (735).

3199 - Esma Bintu Ebi Bekr radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah zamaninda bulutlu bir gunde orucumuzu actik. Sonra gunes dogdu. Hisam'a: "Kaza emredildi mi?" diye soruldu. "Kazasiz olur mu?" diye cevap verdi."
Buhari, Savm 46; Ebu Davud, Savm 23, (2359).

3200 - Eslem rahimehullah anlatiyor: "Omer bunu, yani kazayi yerine getirdi ve dedi ki: "Bu is basittir, ictihadda bulunduk.''

Muvatta, Siyam 44, (1, 303).




Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3191-3200 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.