Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3451-3460 )

3451 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, mecusi kopeginnin avladigi avin etini yemeyi yasakladi."
Tirmizi, Sayd 2, (1466).

DENIZ AVI

3452 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bizi gazveye gonderdi. Biz ucyuz kisilik bir gruptuk, komutanimiz da Ebu Ubeyde Ibnu'l-Cerrah radiyallahu anh idi. Kureys'in kervanini takip ediyorduk. Azigimiz da bir dagarcik icine konmus hurmadan ibaretti. Baska birseyimiz yoktu. Ebu Ubeyde bundan bize (once avuc avuc veriyordu, sonra)tane tane vermeye basladi. Kendisine:
"Bununla nasil idare ediyordunuz?'' diye soruldu. Su cevabi verdi:
"Biz hurmayiadeta emiyorduk, bebegin emmesi gibi. Sonra da uzerine su iciyorduk. Bu bize geceye kadar yetiyordu. Tukendigi zaman yokluk icinde kaldik. Iki hafta sahilde ikamet ettik. Siddetli aclik gecirdik. Oyle ki agac yapraklari yedik. Ordumuza yaprak ordusu dendi. (Bu esnada) deniz bize anber (balina) denen bir hayvan atti. Ebu Ubeyde radiyallahu anh buna once, "meytedir (yani lestir, yenmesi haramdir)'' dedi. Sonra da: "Hayir, meyte degildir, bizler Resulullah aleyhissalatu vesselam'in elcileriyiz, Allah icin buradayiz, ustelik muzdar durumdayiz'' dedi.
Ondan iki hafta boyu yedik. Yagindan da surunduk. Hatta vucudumuz kendine geldi, eski halini aldi. Ebu Ubeyde, hayvanin kaburgalarindan bir kemik alip yere dikti. Sonra en boylu sahsi ve en boylu deveyi aradi. Adam deveye bindirildi ve kaburganin altindan gecti. Hayvanin goz cukurunun icine tam dort kisi oturdu. Gozunden nice kulle yag cikardik. Etinden kendimize azik yaptik. Medine'ye gelince durumu Resulullah aleyhissalatu vesselam'a anlattik.
"Bu, AIlah'in sizin icin (denizden) cikardigi bir riziktir. Beraberinizde, etinden hala var mi?'' buyurdu. Biz de bir miktar gonderdik. O, bundan yedi.''
Buhari, Sayd 12, Sirket 1, Cihad 124, Megazi 64; Muslim, Sayd 17, (1935); Muvatta, Sifatu'n-Nebiyy 24, (2, 930); Ebu Davud, Et'ime 47, (3840); Tirmizi, Kiyamet 35, (2477); Nesai, Sayd 35, (7, 207, 209).

3453 - Yine Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Denizin disari attigi veya yarisindan cekildigi baligi yiyin. Denizin icinde olmus ve suyun ustune cikmis (tafi) baligi yemeyin.''
Ebu Davud, Et'ime 36, (3815).

KOPEKLER

3454 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vessselam buyurdular ki: "Av ve coban kopegi disinda kopek besleyenin ecrinden her gun iki kiratlik eksilme olur." (Salim der ki:"Ebu Huieyre (bu hadisi rivayet ederken): "... Veya ziraat kopegi '' derdi) cunku o ziraat sahibi idi.
Buhari, Sayd 6; Muslim, Musakat 50, (1574); Muvatta, Isti'zan 12, (2, 969); Tirmizi, Ahkam 4, (1487); Nesai, Sayd 12-14 (7, 187-188).

3455 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Suru veya av veya ziraat kopegi disinda bir kopek besleyen kimsenin ecrinden her gun bir kirat eksilir."
Buhari, Hars 3, Bed'u'l- Halk 14; Muslim, Musakat 58, (1579); Ebu Davud, Sayd 1, (2844); Tirmizi, Ahkam 4, (1490); Nesai, Sayd 14, (7, 188, 189).

ALLAH'IN SIFATLARI

3456 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam aramizda ayaga kalkip su bes cumleyi soyledi:
Allah Teala Hazretleri uyumaz, zaten O'na uyku da yakismaz. Kisti (tartiyi, rizki) indirir ve kaldirir. Geceleyin yapilan amel, gunduzleyin yapilandan once; gunduzleyin yapilan amel de geceleyin yapilan amelden once Allah'a yukseltilir. O'nun hicabi nurdur. Eger o perdeyi acacak olsa, vechinin subuhati, basarinin ihata ettigi butun mahlukatini yakardi."
Muslim, Iman 293 (179).

3457 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhisalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden biri kardesiyle dovusunce yuze vurmaktan sakinsin."
Buhari, Itk 20; Muslim, Birr, 112, (2612).
Muslim'in rivayetinde su ziyade var: "...zira Allah Adem'i kendi suretinde yaratmistir."

3458 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam su duayi cok yapardi:
"Ey kalbleri ceviren Allahim! Kalbimi dinin uzerine sabit kil!" Ben (bir gun kendisine):
"Ey Allah'in resulu! Biz sana ve senin getirdiklerine inandik. Sen bizim hakkimizda korkuyor musun?" dedim. Bana soyle cevap verdi: "Evet! Kalpler, Rahman'in iki parmagi arasindadir. Onlari istedigi gibi cevirir."
Tirmizi, Kader 7, (2141).

3459 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i su ayetleri okurken isittim. (Mealen): Hic suphesiz Allah size emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasinda hukmettiginiz zaman adaletle hukmetmenizi emreder. Allah size ne guzel ogut veriyor. Suphesiz Allah isitir ve gorur" (Nisa 58). Bu sirada Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bas parmagini kulagina, onu takib eden (sahadet) parmagini da gozunun uzerine koydugunu gordum.''
Ebu Davud, Sunnet 19, (4728).

MISAFIRLIK (ZIYAFET) BOLUMU

3460 - Ebu Kerime radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir gece misafir olmak muslumanin hakkidir. Kim, (bir ev sahibinin) avlusunda sabahlarsa, agirlanma masrafi, (ev sahibi) uzerine bir borc olur. (Misafir) dilerse o hakkini alir, dilerse terkeder (almaz)."

Ebu Davud, Et'ime 5, (3750).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3451-3460 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.