Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3471-3480 )
3471 - Muslim'in bir diger
rivayetinde (yine Ebu Hureyre soyle rivayet etmistir:) "Sizden hic kimse,
cunubken durgun suyun icinde yikanmasin."
Ebu Hureyre'ye sordular:
"Peki nasil yikanacak, Ey Ebu Hureyre?" O: "Sudan alip alip
yikanacak!" diye cevap verdi."
Muslim, Taharet 97, (283).
3472 - Yahya Ibnu
Abdirrahman rahimehullah anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh, icerisinde
Amr Ibnu'l-As'in da bulundugu bir grupla yola cikmisti. Bir havuza geldiler.
Amr Ibnu'l-As radiyallahu anh:
"Ey havuz sahibi,
havuzunda vahsi hayvan sulaniyor mu?" diye sordu. Hz. Omer, hemen araya
girip:
"Ey havuz sahibi bize
bunu soyleme: Zira biz, vahsinin pesinden su alacagiz, o da bizim pesimizden
sulanacak. Cunku ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in "Vahsinin
karnina aldigi onundur, geri kalan da bize temizdir ve icecegimizdir"
dedigini isittim" dedi."
Muvatta, Taharet 14, (1,
23, 24).
3473 - Humeyd el-Himyeri
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a, Ebu Hureyre radiyallahu
anh'in yaptigi gibi dort yil arkadaslik yapmis bir zatin yanina geldim. Dedi
ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, erkegin artigiyla kadinin
gusletmesini veya kadinin artigiyla erkegin gusletmesini yasakladi."
Bir rivayette su cumleyi
ziyade etti: "Ikisi birden suya ellerini soksunlar!"
Ebu Davud, Taharet 40,
(81); Nesai, Taharet 147, (1, 130).
3474 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in
zevcelerinden biri bir tekne icerisinden su alarak yikanmisti. Ayni teknede
yikanmak veya abdest almak uzere Aleyhissalatu vesselam geldi. Zevcesi:
"Ben cunubtum!"
dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Su cunub olmaz!"
buyurdular."
Tirmizi, Taharet 48, (65);
Ebu Davud, Taharet 35, (68); Ibnu Mace, Taharet 33, (370, 371).
3475 - Ebu Cuhayfe
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ogle vakti
yanimiza cikti. Kendisine abdest suyu getirildi. Abdest aldi. Halk, onun abdest
suyundan arta kalani kapismaya basladi. Bir parca alabilen, onu teberruken) vucuduna
surunuyor idi. Hic alamayan, arkadasinin elindeki yasliga degmeye
calisiyordu."
Buhari, Salat 17, Vudu 40,
93, 94, Ezan 18, 19, Libas 3, 42; Muslim, Salat 249-253 (503); Nesai, Taharet
103, (1, 87); Ebu Davud, Salat 102, (688).
3476 - Nafi anlatiyor:
"Ibnu Omer radiyallahu anhuma dedi ki: "Kadin hayizli veya cunub
olmadikca artigiyla yikanmada bir beis yoktur."
Muvatta, Taharet 86, (1,
52).
3477 - Hz. Aise radiyallahu
anha anlatiyor: "Ben ve Resulullah aleyhissalatu vesselam tek bir kaptan
su alarak cenabetten yikaniyorduk ve ellerimiz kabin icine beraber girip
cikiyordu."
Bir baska rivayette soyle
gelmistir: "...Farak denen bir kaptan." Sufyan der ki: "Bir
farak, dort sa' hacminde (bir olcek) dir."
Buhari, Gusl 2, 9; Muslim,
Hayz 40, 45, (319, 321); Ebu Davud, Taharet 39, (77), 97, (237), 102, (257);
Nesai, 130, 144, 145, 146, 148, Gusl 12, (1, 203).
3478 - Ibnu Omer
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda
erkekler ve kadinlar beraberce bir kaptan abdest aliyor idiler."
Buhari, Vudu 43; Muvatta,
Taharet 15, (1, 24); Ebu Davud, Taharet 39, (79, 80); Nesai, Taharet 52, (1,
57).
3479 - Ibnu Mes'ud
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Cin
gecesinde bana:
"Kabinda ne var?"
diye sordular. Ben: "Nebiz!" dedim.
"Guzel bir meyve,
temiz bir sudur" buyurdular. Sonra da onunla abdest aldilar."
Ebu Davud, Taharet 42,
(84); Tirmizi, Taharet 65, (88).
BUYUK VE KUCUK ABDESTLE
ILGILI MESELELER
3480 - Ummu Kays Bintu
Miksan radiyallahu anha anlatiyor: "Ben, henuz yemek yemeyen kucuk bir
oglumla Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gitmistim. Varinca, cocugu kucagina
oturttu. Derken cocuk elbisesine akitti. Su getirtip elbisesine serpti, fakat
yikamadi."
Bir rivayette:
"...cileti" denmistir.
Buhari, Vudu 59; Muslim,
Taharet 103, (287); Muvatta, Taharet 110, (1, 64); Ebu Davud, Taharet 139,
(374); Tirmizi, Taharet 54, (71); Nesai, Taharet 189, (1, 157).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3471-3480 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.