Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3511-3520 )

3511 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Iki lanetten korkun!" buyurdular. Ashab:
"Iki lanet de nedir?" diye sorunca, acikladilar:
"Insanlarin yollarina abdest bozanla, golgelerine abdest bozanlardir!''
Muslim, Taharet 68, (269); Ebu Davud, Taharet 14, (25).

3512 - Yine Ebu Davud, Hz. Mu'az radiyallahu anh'tan su rivayeti kaydetmistir: "Lanete sebep olan uc yere abdest bozmaktan kacinin: Su yollarina, islek yollara ve golgeliklere."
Ebu Davud, Taharet 14, (26).

3513 - Abdullah Ibnu Sercis radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (yer uzerindeki haserat) deliklerine akitmayi yasakladi."
Katade'ye: "Bu deliklere akitmak niye mekruh kilindi?" diye sorulmustu. Su cevabi verdi:
"Bunlarin cinlere ait meskenler oldugu soyleniyordu."
Ebu Davud, Taharet, 16, (29); Nesai, Taharet 30; (1, 33, 34).

3514 - Abdullah Ibnu Mugaffel radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kimse hamam yaptigi yere akitmasin. Zira vesveselerin cogu bu yuzden hasil olur."
Ebu Davud, Taharet 15, (27); Tirmizi, Taharet 17, (21); Nesai, Taharet 32, (1, 34).
Ebu Davud'un rivayetinde su ziyade var: "...sonra donup icinde yikanacaktir."

3515 - Umeyme Bintu Rukiyye radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in karyolasinin altinda bulundurdugu hurma kuttugunden bir canagi vardi. Geceleyin ona kucuk abdest bozardi.''
Ebu Davud, Taharet 13, (24); Nesai, Taharet 28, (1, 31).

3516 - Ebu Eyyub radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Helaya gittiginiz vakit, (abdest bozarken) kibleye ne onunuzu ne de arkanizi donmeyin. Fakat yuzunuzu doguya ve batiya donderin."
Ebu Eyyub der ki: "Sam'a gelince helalarin yonlerinin hep kible cihetine insa edildigini gorduk. Onlari (kullanirken yonumuzu yan ceviriyor, ayrica Allah'tan magfiret de diliyorduk."
Buhari, Vudu 11, Salat 29; Muslim, Taharet 59, (264); Ebu Davud, Taharet 4, (9) ; Tirmizi, Taharet 6, (8); Nesai, Taharet 19, 20, 21, (1, 21, 22, 23).

3517 - Imam Malik'in bir rivayeti soyledir: "Ebu Eyyub radiyallahu anh Misir'da iken demistir ki: "Vallahi bu kiryas denen kenefleri nasil kullanacagimi bilemiyorum. Zira Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Biriniz buyuk veya kucuk abdest bozunca kibleye yonelmesin, arka fercini de cevirmesin" demisti.''
Muvatta, Kible 1, (1, 193).

3518 - Mervan el-Asgar anlatiyor: "Ibnu Omer radiyallahu anhuma'yi devesini kible istikametine ihtirmis, sonra onun duldasina comelip deveye dogru yonelerek akitiyorken gordum. Kendisine:
"Ey Ebu Abdirrahman, bu tarz akitmaktan nehyedilmedik mi?" dedim.
"Evet, ama bundan, acik arazide nehyedildik. Seninle kible arasinda sana perde olan bir sey varsa bu durumda akitmanda bir beis yok!" dedi.''
Ebu Davud, Taharet 4, (11).

3519 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir ihtiyacim icin, (bir gun kiz kardesim Hz.) Hafsa radiyallahu anha'nin evinin damina cikmistim. Resulullah aleyhissalatu vesselam'i, yuzunu Sam'a, arkasini da kibleye cevirmis olarak kaza-yi hacet yapiyor gordum."
Buhari, Vudu 12, 14, Humus 4; Muslim, Taharet 62, (266); Muvatta, Kible 3, (1, 193, 194); Ebu Davud, Taharet 5, (12); Tirmizi, Taharet 7, (11); Nesai, Taharet 22, (1, 23).

3520 - Muslim'in bir diger rivayetinde soyle gelmistir: "Abdullah anlatiyor: "Halk: "Kaza- yi hacet icin comelince ne kibleye karsi ne de Mescid-i Aksa'ya yonelme'' demektedir. Halbuki ben, bir isim icin Hafsa radiyallahu anha'nin evinin damina cikmistim..'' Gerisi aynen devam eder.

Muslim, Taharet 61, (266).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3511-3520 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.