Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3531-3540 )

3531 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim yuzune surme cekerse teklesin. Bu sozumu kim tutarsa isi en guzel sekilde yapmis olur, tutmayana bir mahzur yok. Kim abdest bozduktan sonra tas kullanarak temizlenirse teklesin. Kim boyle yaparsa guzel yapar, kim, de yapmazsa bir mahzur yok. Kim yemek yer ve dislerinin arasindan bir sey cikarirsa onu disari atsin, kim de diliyle cikarmissa onu yesin. Kim bu soyledigimi yaparsa guzel yapar, kim de yapmazsa bir mahzur yok. Kim helaya giderse (imkan nisbetinde) tesetturde bulunsun, (kuytu bir yer) bulamazsa, hic olmazsa kum (tas vs., den) bir tumsek yapip ona arkasini donsun, zira seytan, insanoglunun makadlariyla (oturak kismiyla) oynar. Kim bunu yaparsa en guzelini yapmis olur, yapamayana bir beis yok."
Ebu Davud, Taharet 19, (35).

3532 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam abdest bozmak isteyince, hic kimsenin goremeyecegi kadar uzaklara giderdi."
Ebu Davud, Taharet 1, (2).

3533 - Hz. Selman radiyallahu anh'in anlattigina gore, musrikler kendisine: "Sizin arkadasinizin (Aleyhissalatu vesselam) sizlere helada abdest bozmayi bile ogrettigini goruyoruz'' demislerdir. O da onlara Soyle cevap vermistir:
"Evet, dogrudur. Resulumuz aleyhissalatu vesselam, bizi sag elimizle istimca yapmaktan nehyetti, buyuk veya kucuk abdest bozarken, kibleye yonelmekten de nehyetti. Abdest bozduktan sonra istinca ederken kurumus hayvan mayisini veya kemigi kullanmamizi da nehyetti ve dedi ki:
"Sizden kimse, uc tastan daha azi ile istinca etmesin.''
Muslim, Taharet 57, (262); Tirmizi, Taharet 12, (16); Ebu Davud, Taharet 4, (7); Nesai, Taharet 37, 42, (1, 38, 39, 43).

3534 - Yine Muslim'de Hz. Cabir'den gelen bir rivayet soyle:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz istincada tas kullanirsa teklesin.''
Muslim, Taharet 24, (239).

3535 - Ebu Katade radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz bevlederken zekerini sag eliyle tutmasin, sag eliyle istinca etmesin, (su icerken) kabin icine solumasin"
Buhari, Vudu 18, 19, 25; Muslim, Taharet 63, (267); Ebu Davud, Taharet 18, (31); Tirmizi, Taharet, 11, (15); Nesai, Taharet 23, 42, (1, 25, 43).

3536 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in sag eli, suyuna ve yiyecegi (ne degmek) icindi. Sol eli de istinca ve kirletme hasil edecek seyler icindi.''
Ebu Davud, Taharet 18, (33).

3537 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Osman radiyallahu anh'i isittim. Diyordu ki: "Resulullah'a biatta kullandigim sag elle, musluman oldugum o gunden beri zekerime hic degmedim.''
Bu soz, "O, sag eliyle hic istincada bulunmamistir'' seklinde tefsir edilmistir.
Rezin tahric etmistir. Ibnu Mace, Taharet15, (311).

3538 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam helaya girince yuzugunu cikarirdi."
Ebu Davud, Taharet 10, (19); Tirmizi, Libas 16, (1746); Nesai, Zinet 54, (8, 178).

3539 - Yine Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam helaya girince: "Allahumme inni euzu bike mine'I-hubsi ve'l-habais. (Ya Rabbi! Pislikten ve pislenmekten sana siginirim)" derdi."
Ebu Davud, Taharet 3, (4).

3540 - Bir rivayette soyle gelmistir: "(Resulullah aleyhissalatu vesselam) buyurmustur ki: "Su kenefler, (cin ve seytanlarin) hazir bulunduklari yerlerdir. Oyleyse biriniz helaya girince: "Euzu billahi mine'l-hubsi ve'I- habais" (Pislikten ve pislenmekten Alllah'a siginirim) desin."

Ebu Davud, Taharet 3, (6).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3531-3540 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.