Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3561-3570 )
ABDESTIN SIFATI
3561 - Humran Mevla Osman
anlatiyor: "Hz. Osman radiyallahu anh su istemisti. (Getirdim. Aldi ve) uc
kere ellerine dokerek yikadi. Sonra sag elini kaba sokup mazmaza ve istinsakta
bulundu (agzina ve burnuna su alip yikadi). Sonra uc kere yuzunu, arkasindan da
dirseklerine kadar uc kere ellerini yikadi. Sonra basina meshetti, sonra da
topuklarina kadar ayaklarini ucer sefer yikadi ve:
"Ben Resulullah
aleyhissalatu vesselam'i, su abdestim gibi abdest alirken gordum. Abdesti
bitince de soyle demisti:
"Kim su abdestim gibi
abdest alir, arkasindan iki rek'at namaz kilar ve namazda kendi kendine
(dunyevi bir sey) konusmazsa secmis gunahlari affedilir."
Buhari, Vudu 24, 28, Savm
27; Muslim, Taharet 3, 4, (226); Ebu Davud, Taharet 50, (106); Nesai, Taharet
27, 2 8, 93, (1).
3562 - Ebu Davud'un Ibnu
Muleyke'den kaydettigi bir baska rivayette soyle gelmistir: "Hz. Osman
radiyallahu anh'tan abdest hakkinda (nasil alinacagi) sorulmustu. Hemen su
istedi ve derhal bir abdest kabi getirildi. Kaptan once sag eli uzerine su
doktu (ve onu yikadi), sonra sag elini kaba batirdi, uc kere mazmaza, uc kere
istinsakta bulundu. (onceki hadiste gectigi uzere zikretti. Hadisdte su ziyade
var): "Sonra elini daldirip su aldi ve basina, kulaklarina meshetti,
kulaklarin ic ve dislarini birer kere meshetti.''
Ebu Davud, Taharet 50,
(108).
3563 - Yine Ebu Davud'un
bir diger rivayetinde soyle gelmistir: "Sag eliyle sol eli uzerine su
doktu, sonra her ikisini de bileklere kadar yikadi."
Ebu Davud, Taharet 50,
(109).
Yine Ebu Davud 'un bir
diger rivayetinde "Basini uc kere meshetti '' den mistir.
Ebu Davud, Taharet 50,
(110).
3564 - Abdu Hayr anlatiyor:
"Hz. AIi radiyallahu anh bize geldi ve namaz kildi. (Namazdan sonra
abdest) suyu istedi.
"Suyu ne yapacak,
namazi kildi ya! Herhalde bize ogretmek istiyor!" dedik. Icinde su olan
bir kapla bir legen getirildi. Kaptan sag eline su doktu: Uc defa ellerini
yikadi. Sonra uc kere mazmaza ve istinsakta bulundu. Mazmaza ve istinsaki su
aldigi eliyle yapti. Sonra uc kere yuzunu yikadi, sag elini uc kere yikadi, uc
kere sol elini yikadi. Sonra elini kaba batirdi, bir kere basini meshetti.
Sonra uc kere sag ayagini yikadi, uc kere sol ayagini yikadi. Sonra:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in abdestini bilmek kimin hosuna
giderse, iste o boyledir!" dedi."
Ebu Davud, Taharet 50,
(111); Tirmizi, Taharet 37, (48); Nesai, Taharet 75, (1, 68).
3565 - Nesai'nin bir diger
rivayeti soyledir: ".. Basini meshetti.'' -Su'be, bir defasinda alnindan
basinin gerisine kadar (eliyle) isaret etti- sonra dedi ki:
"Ellerini tekrar geri
getirip getirmedigini bilmiyorum.''
Nesai, Taharet 76, (1,
68-69).
3566 - Ebu Davud'da, Ibnu
Abbas'tan yapilan bir diger rivayet soyledir: "Ali radiyallahu anh yanima
girdi. Su dokmus (kucuk abdest bozmus) idi. Abdest suyu istedi. Icinde su olan
bir kap getirdik. Bana:
"Ey Ibnu Abbas!
Resulullah aleyhissalatu vesselam'in nasil abdest aldigini sana gostereyim
mi?" dedi. Ben de: "Evet goster!" dedim. Bunun uzerine su kabini
elleri uzerine egdi ve ellerini yikadi. Sonra sag elini kaba soktu, onunla
digeri uzerine su doktu, sonra iki avucunu yikadi. Sonra mazmaza ve istinsakta
bulundu. Sonra iki elini birden kaba soktu. Ikisiyle birlikte su avuclayip
yuzune carpti. Sonra basparmaklarini kulaklarinin on kismina soktu. Sonra
ikinci, ucuncu sefer ayni seyleri tekrar etti. Sonra sag eliyle bir avuc su
aldi ve bunu alnina doktu ve yuzu uzerine akmaya birakti. Sonra dirseklerine
kadar kollarini ucer kere yikadi. Basini ve kulaklarinin arkasini meshetti.
Sonra tekrar her iki elini beraberce kaba soktu. Bir avuc su alip onu pabuc
icinde olan (sag) ayagina vurdu ve o su ile ayagini yikadi. Sonra ayni
muameleyi diger ayagina, (sola) yapti.''
(Abdullas el-Havlani) der
ki: "(Ibnu Abbas'a) sordum: "Ayaklar ayakkabi icinde oldugu halde
mi?''.
"Evet dedi, ayakkabi
icinde oldugu halde.'' Ben tekrar sordum:
"Ayakkabi icinde mi?''
"Evet! dedi, ayakkabi
icinde!" Ben tekrar sordum: "Ayakkabi icinde mi?''
"Evet! dedi, Ayakkabi
icinde."
Ebu Davud, Taharet 50,
(117).
Nesai'nin bir diger
rivayetinde soyle denmistir. "...Sonra bir avuc su ile ucer defa mazmaza
ve istinsakta bulundu."
Nesai, Taharet 76, (1, 68).
3567 - Abdullah Ibnu Zeyd
Ibni Asim Ibni'l-Ensari radiyaIlahu anh'inanlattigina gore, kendisine:
"Bizim icin,
Resulullah aleyhissalatu vesselam'in abdestiyle bir abdest al (da
gorelim)!" diye talepte bulunuldu. O, hemen bir kap (su) isteyip, onceki
hadiste anlatilan sekilde abdest aldi. Abdest alisini anlatan rivayette su
farkli aciklama var:
"Basini meshettikte
ellerini (saclari ustunde) ileri ve geri dogru yuruttu. (soyle ki: Mesh
ameliyesine basin on kismindan basladi ellerini enseye dogru goturdu. Sonra,
basladigi yere kadar geri getirdi. Sonra ayaklarini yikadi.''
Buhari, Vudu 38; Muslim,
Taharet 18, 19, (235, 236); Muvatta, Tahret 1, (1, 18); Ebu Davud, Taharet 50,
(118,119,120); Tirmizi, Taharet 27, 36, (35, 47); Nesai, Taharet 80, 81, 82,
(1, 71, 72).
Muslim'in bir rivayetinde
soyle denmistir: "Basini uc kere meshetti.''
3568 - Buhari
rahimehullah'in bir rivayetinde soyle denmistir:
"Resulullah
aleyhissalatu vesselam (abdest uzuvlarini) ikiser kere yikayarak abdest aldi.''
Buhari, Vudu 23.
Ebu Davud'un bir
rivayetinde, Mikdam Ibnu Ma'dikerb'den su kaydedilir:
"Sonra basini, iciyle
ve disiyla iki kulagini meshetti."
Ebu Davud, Taharet 50,
(121).
Yine Ebu Davud'un bir baska
rivayetinde soyle denmistir: "Kulaklarini icleriyle dislariyla meshetti,
parmaklarini kulaklarinin deliklerine soktu.''
Ebu Davud, Taharet 123.
3569 - Abdullah Ibnu Amr
Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam'a bir bedevi gelerek, abdestten sordu. Resulullah ona uzuvlarin ucer
kere yikanmasini gosterdi. Sonra da:
"Abdest iste boyle
alinir! Kim buna bir ziyadede bulunursa, fena bir is yapmis olur, haddi asar ve
zulmeder" buyurdu."
Ebu Davud, Taharet 51,
(135); Nesai, Taharet 105, (1, 88).Bu metin Nesai'ye aittir.
3570 - Ebu Davud'un bir
rivayetinde soyle gelmistir: " ..Sonra basini meshetti. Sehadet
parmaklarini kulaklarina soktu. Basparmaklariyla kulaklarinin dislarini meshetti.
Sehadet parmaklariyla kulaklarin icini meshetti..." Rivayetin sonunda su
ifade var:
"Abdest iste boyledir.
Kim buna ziyadede bulunur veya bundan eksiltme yaparsa kotu bir is yapmis ve
zulmetmis olur -yahut zulmetmisve kotu bir is yapmis olur-."
Ebu Davud, Taharet 51,
(135).
Nesai'nin rivayetinde
ozetle soyle denmistir: ".. Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir bedevi
geldi ve ondan abdest hakkinda sordu. Resulullah aleyhissalatu vesselam
abdestin alinisini, uzuvlari ucer sefer yikayarak gosterdi, sonra soyle
soyledi: "Abdest iste boyledir. Kim buna ziyadede bulunursa kotu bir is
yapmis, haddi asmis ve de zulmetmis olur. ''
Nesai, Taharet 105, (1,
88).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3561-3570 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.