Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3581-3590 )

3581 - Tirmizi der ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan soyle rivayet edildi: "Okce ve ayak cukurlarinin ateste vay haline."
Tirmizi, Taharet 31, (41).

3582 - Hz. Cabir radiyallahu anh'tan anlatildigina gore, kendisine sarik uzerine meshetmekten sorulmustu. Su cevabi verdi:
"Hayir, olmaz, su ile saca degilmelidir!''
Muvatta, Taharet 38, (1, 35)

3583 - Hz. Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir seriyye gondermisti. Askerler sogukla karsilasip usuduler. Resulullah aleyhissalatu vesselam'a dondukleri zaman, onlara sariklarinin ve mestlerinin uzerine meshetmelerini emretti."

3584 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i abdest alirken gordum. Uzerinde cizgili kirmizi bir sarik vardi. Elini sarigin altina soktu, basinin on kismini meshetti, sarigini cozmedi."
Ebu Davud, Taharet 57, (147).

3585 - Sabit Ibnu Ebi Safiyye anlatiyor: "Ebu Cafer'e -ki Muhammed el-Bakir'dir- dedim ki: "Hz. Cabir radiyallahu anh, sana Resulullah aleyhissalatu vesselam'in uzuvlarini birer birer, ikiser ikiser ve ucer ucer yikayarak abdest aldigini soyledi mi?"
Bu soruma: "Evet!" diye cevap verdi."
Bir rivayette de: "Birer birer yikayarak abdest aldi mi?" diye sordum;"evet!'' diye cevap verdi'' seklinde gelmistir..
Tirmizi, Taharet 35 (45, 46)

3586 - Abdullah Ibnu Zeyd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ikiser ikiser yikayarak abdest aldi ve: "Bu, nur uzerine nurdur" buyurdu.''

3587 - Hz. Osman radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, uzuvlarini ucer ucer yikayarak abdest aldi ve soyle buyurdu:
"Bu benim ve benden onceki diger peygamberlerin ve Ibrahim aleyhissalam'in abdestidir."
Rezin tahric etmistir.

MISVAK

3588 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Eger ummetim uzerine zahmet vermeyecek olsaydim, her namazda misvak kullanmalarini emrederdim."
Buhari, Cum'a 8, Temenni 9; Muslim, Taharet 42, (252); Muvatta, Taharet 115, (1, 66); Ebu Dvud, Taharet 115, (46); Tirmizi, Taharet 18, (22); Nesai, Taharet 7, ( 1,12). Bu metin Sahiheyn'in metnidir.
Muvatta'nin rivayetinde: ". . her abdestte. . .'' denmistir.

3589 - Ebu Davud ve Tirmizi'nin Zeyd Ibnu Halil el-Cuheni radiyallahu anh'tan kaydettikleri rivayet soyledir:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim: "Ummetime zahmet vermeyecek olsam, her namazda misvak kullanmalarini emrederdim ve yatsi namazini da gecenin ucte birine kadar te'hir ederdim.
Ebu Davud, Taharet 25, (47); Tirmizi, Taharet 18, (23).

3590 - Tirmizi su ziyadede bulundu: "Zeyd Ibnu Halid, namaza geldigi zaman misvagi kulaginin ustunde olurdu, tipki katibin, kulagi ustundeki kalemi gibi. Misvaklanmadan namaza durmazdi. Misvaklandiktan sonra yine yerine koyardi."

Tirmizi, Taharet 18, (23).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3581-3590 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.