Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3641-3650 )

KADINA DEGME

3641 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadinlarindan birini optu, sonra donup namaza gitti, abdest tazelemedi.
Urve rahimehullah der ki: "Kendisine: "Bu, sizden baska bir hanimi olmamali!" dedim, Hz. Aise gulmekle cevap verdi.''
Ebu Davud, Taharet 69, ( 178, 179,180); Tirmizi, Taharet 63, (86); Nesai, Taharet 121, (1,104); Ibnu Mace, Tahset 69, (502).

3642 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'in soyle dedigi rivayet edilmistir:"Erkegin hanimini opmesi ve ona eliyle dokunmasi hep mulamese (degme) sayilir. Oyleyse kim hanimini operse veya eliyle dokunursa abdest almasi gerekir." Bu rivayetin bir benzeri Ibnu Mes'ud'dan gelmistir.
Muvatta, Taharet 64, (1, 43).

3643 - Ubeyy Ibnu Ka'b (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, dedim, bir kimse hanimiyla cima yapsa fakat inzal olmasa yikanmasi gerekir mi?"
"Kadina degen kismini yikar, sonra abdest alir ve namaz kilar!" buyurdular."
Buhari, Gusl 29, Muslim, Hayz 85, (346).

FERCE DEGMEK

3644 - Talk Ibnu Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina geldik. (Biz huzurlarinda iken) bir adam geldi. Sanki o bir bedevi idi.
"Ey Allah'in Resulu! dedi, kisi abdest aldiktan sonra zekerine degerse ne gerekir (abdesti bozulur mu, bozulmaz mi?) '' Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su cevabi verdi:
"O, kendisinden bir parca degil midir?"
Ebu Davud, Taharet 71, (182, 183); Tirmizi, Taharet 62, (85); Nesai, Taharet 120, (1,101). Bu metin Tirmizi'nindir.

3645 - Busre Bintu Saffan (radiyallahu anha) anlatiyor: "ResululIah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Zekerine degen abdest almadikca namaz kilmasin.''
Tirmizi, Taharet 61, (82, 83, 84); Muvatta, Taharet 58, (1; 42); Ebu Davud, Taharet 70, (181); Nesai, Taharet 118, (1, 100).

3646 - Mus'ab Ibnu Sa'd Ibni Ebi Vakkas (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Ben, Sa'd Ibni Ebi Vakkas (radiyallahu anh)'a Kur'an tutuyordum. Bir ara kasindim. Sa'd:
"Her halde zekerine degdin?'' dedi. Ben "evet!" deyince:
"Kalk, abdest al!'' emretti. Ben de gidipabdest alip geri dondum."
Muvatta, Taharet 59, (1,42).

3647 - Nafi rahimehullah anlatiyor: "Ben, bir sefer sirasinda Ibnu Omer (radiyallahu anh)'le beraberdim. Gunes dogduktan sonra onun abdest alip namaz kildigini gordum. Kendisine: "Bu, simdiye kadar kildiginizi hic gormedigim bir namaz!'' dedim. Su aciklamayi yapti:
"Sabah namaz kilmak uzere abdest aldim sonra fercime dokundum. Sonra da abdest almayi unuttum (ve namaz kildim. Simdi bu durumu hatirlayinca) yeniden abdest alipnamazimi iade ettim.''
Muvatta, Taharet 60, (1, 42, 43).

UYKU, BAYILMA; KENDINDEN GECME

3648 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah'in ashabi uyurlar, sonra abdest almadan namaz kilarlardi:
(Enes'ten bunu rivayet eden) Katade'ye:
"Bu sozu Enes'ten bizzat isittin mi?" diye sorulmustu:
"Vallahi evet!" diye te'yid etti."
Muslim, Hayz 125, (376); Ebu Davud, Taharet 80, (200); Tirmizi, Taharet 58, (78).

3649 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den anlatildigina gore, oturarak uyur, sonra kalkar, abdest almadan namaz kilardi."
Muvatta

3650 - Hz. Ali (radiyallahu ahh) anlatiyor: "Gozler, halkanin bagidir, oyleyse uyuyan abdest alsin."

Ebu Davud, Taharet 80, (203).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3641-3650 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.