Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3651-3660 )

3651 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'in anlattigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'i secde halinde uyurken gormus ve hatta Resulullah (aleyhissalatu vesselam) horlayip solumus, sonra kalkip (abdest almadan) namaz kilmistir.
Ibnu Abbas der ki: "Ey Allah'in Resulu dedim, siz uyudunuz, (abdestiniz bozulmus olmali degil mi)?" Bana su aciklamayi yapti: "Abdest, yatarak uyuyana gerekir. Zira yatarak uyuyunca mafsallari rahavet basar.''
Tirmizi, Taharet 57, (77); Ebu Davud, Taharet 80, (202); Nesai, Ezan 41, (2, 30).

3652 - Ubeydullah Ibnu Abdillah Ibni Utbe anlatiyor: "Hz. Aise (radiyallahu anha)'nin yanina girip, kendisine:
"Bana Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in hastaligindan bahsetmez misiniz?'' dedim.
"Elbette '' dedi ve anlatti: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'in hastaligi agirlasmisti. Bir ara:
"Halk namazi kildi mi?'' diye sordu.
"Hayir ey Allah'in Resulu, sizi bekliyorlar '' dedik.
"Benim icin legene su koyun!" emrettiler. Dedigini yaptik. Yikandilar. Sonra kalkmaya calisti. Ancak uzerine bayginlik geldi. Az sonra acildi. Tekrar: "Halk namazi kildi mi?" diye sordu.
"Hayir, ey Allah'in Resulu, sizi bekliyorlar!'' dedik. Halk oturmus, yatsiyi kilmak uzere Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i bekliyordu."
Buhari, Ezan 51, 39, 46, 47, 67, 68, 70, Vudu 45, Hibe 14, Farzu'1-Hums 4, Enbiya 19,Megazi 83, Tibb 21, Iti'sam 5; Muslim, Salat 90, (418); Nesai, Imamet 40, (2,101, 102).
Bu rivayetBuhari ve Muslim tarafindan tahric edilen uzunca bir rivayetten bir parcadir.

3653 - Esma Bintu Ebi Bekr (radiyallahu anhuma), kusuf namaziyla ilgili rivayetinde der ki:"..Ben de (Resulullah'a uyarak) namaza durdum. (Namazi oylesine uzatti ki) uzerime bayginlik geldi. Basimin uzerine su dokmeye basladim."
Urve rahimehullah der ki: "Abdest almadi. ''
Buhari, Vudu 37 Ilm 24, Kusuf , 10, 11, Sehv 9, Itk 3, I'tisam 2; Muslim, Kusuf 11, (905).

ABDEST GEREKTIREN

3654 - Ebu Hureyre radiyallahu anh)'den nakledildigine gore, Ebu Hureyre mescidde abdest alirken yanina Abdullah Ibnu Kariz gelir. Ona, Ebu Hureyre su aciklamayi yapar: "Bir kes (kurumus cokelek) parcasi yedim, bu sebeple abdest aliyorum. Cunku ben Resulallah aleyhissalatu vesselam'in "Ateste pisen seyler yiyince abdes alin" dedigini isittim."
Muslim, Hayz 90, (352); Nesai, Taharet 122, (1,105,106); Tirmizi, Taharet 58, (79); Ebu Davud, Taharet 76, (194). Bu, Muslim'in lafzidir. Muslim'de Hz. Aise'den de buna benzer bir rivayet mevcuttur.

ABDESTIN TERKI

3655 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) koyun budu yedi ve namaz kildi, abdest almadi.''
Buhari, Vudu 50, Et'ime 18; Muslim, Hayz 91, (354); Muvatta, Taharet 91, (1, 25); Ebu Davud, Taharet 75, (187); Nesai, Taharet 123, (1, 108).
Buhari'nin bir baska rivayetinde: "Tencereden eliyle etli kemik aldi'' denmistir. Muslim'in bir rivayetinde: "Budu kemirdi, sonra namaz kildi, abdest tazelemedi'' denmistir.

3656 - Amr Ibnu Umeyye ed-Damri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i gordum, elindeki koyun budundan parca kesiyordu, ezan okundu. Hemen et dildigi bicagi birakip namaza kostu, abdest almadi."
Buhari, Vudu 50, Ezan 43, Cihad 92, Et'ime 20, 26; Muslim, Taharet 92, (355); Tirmizi, Et'ime 33, (1837).

3657 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cikti, beraberinde ben de vardim. Ensardan bir kadina ugradi. Kadin ona bir koyun kesti. Bir tabak taze hurma getirdi, ondan yeyip sonra ogle icin abdest aldi ve namaz kildi. Sonra (namazdan) ayrildi. Kadin ona koyundah arta kalan bir seyler getirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu da yiyip ikindiyi kildi, bu sirada abdest almadi."
Muvatta, Taharet 25, (1, 27); Tirmizi, Taharet 59, (80); Ebu Davud, Taharet 75, (191,192); Nesai, Taharet 23, (1,108). Bu Tirmizi'nin lafzidir.
Ebu Davud ve Nesai'nin rivayetinde: "Resulullah'in son iki icraatindan biri atesin degistirdiginden abdest almayi terketmekti'' denmistir.

3658 - Ubeyd Ibnu Sumame el-Muradi anlatiyor: "Abdullah Ibnu'I-Haris Ibni Cez' (radiyallahu anh), Misir'a yanimiza geldi. Kendisi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan idi. Misir Camii'nde su hadisi anlatirken isittim: "Ben, oyle hatirliyorum ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la bir adamin evinde oturan yedi kisiden yedincisi veya altidan altincisiydim. Derken Bilal (radiyallahu anh) gecti ve ezan okudu. Biz de ciktik. Giderken bir adama ugradik tenceresi ates ustundeydi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: "Tenceren yeterince pisti mi?'' diye sordu. Adam:
"Evet, annem babam sana feda olsun!" dedi. Resulullah bunun uzerine bir parca aldi. Cignemesi devam ederken namaz icin iftitah tekbiri aldi. Ben bu sirada ona bakiyordum."
Ebu Davud, Taharet 75, (193).

3659 - Suveyd Ibnu'n-Nu'man (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hayber Seferine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte ciktik. Hayber yakinlarinda olan Sahba'ya vardigimiz zaman Resulullah aleyhissalatu vesselam ikindi namazini kildi. Namaz bitince yiyecek getirilmesini ferman buyurdu. Sadece kavut getirilmisti. Bunun su ile islatilmasini emir buyurdu.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)da, biz de ondan yedik. Sonra aksam namazina kalkti. Agzini mazmaza etti. Biz de agizlarimizi mazmaza ettik. Fakat abdest almadi."
Buhari, Vudu 51, 54, Cihad 123, Megazi 35, 38, Et'ime 7, 9, 51; Muvatta, Taharet20, (1, 26); Nesai, Taharet 124, (1, 108, 109).


3660 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam sut icti. Ne mazmaza yapti, ne abdest aldi; namazini kildi."


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3651-3660 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.