Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3731-3740 )

3731 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yikanir, (sabahtan once) iki rek'at namazla sabah namazini kilardi. Gusulden sonra Aleyhissalatu vesselam'in bir de abdest aldigini zannetmiyorum.''
Tirmizi, Taharet 79, (107); Nesai, Taharet 162, (1,137); Ebu Davud, Taharet99, (250).

3732 - Yine Hz. Aise anlatiyor: "Ben ve Resulullah (aleyhissalatu vesselam), farak denen tek bir kaptan beraber guslederdik.'' Sufyan der ki: "Bir farak uc sa'dir.''

3733 - Ebu Seleme'nin yaptigi diger bir rivayette soyle gelmistir: "Hz. Aise (radiyallahu anha) 'nin yanina girmistim. Yanimda Hz. Aise'nin sut kardesi vardi. Kendisine, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'in cenabetten nasil yikandigini sorduk. Bir sa' miktarinda bir kap getirtti ve onunla yikandi. Aise ile aramizda bir perde vardi. (Yikanirken) uzerine uc kere su doktu ve dedi ki:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevceleri, saclari kulak memesi civarinda olmasi isin saclarinin baslarini alirlardi.''
Buhari, Gusl 2; MusIim, Hayz 41, 42, (319, 320); Muvatta, Taharet 68, (1, 44, 45); Ebu Davud, Taharet97, (238); Nesai, Taharet 144, (1, 127).

3734 - Muhammed el-Bakir rahimehullah anlatiyor: "Hz. Cabir (radiyallahu anh)'in yaninda idik. Yaninda gusulden soran bir grup insan vardi. Soyle cevap verdi:
"Bir sa ' su sana yeter!'' Bir adam:
"Bana kafi gelmez!'' diye itiraz etti. Hz. Cabir:
"Ama, saci senden daha cok ve senden daha hayirli olan zata yetiyordu!'' dedi. Onun burada kasdettigi "hayirli zat '' Resulullah (aleyhissalatu vesselam) idi."
Buhari, Gusl 3, 4; Nesai, Taharet 144, (1,128). (Ibnu Hacer, bu rivayetin Muslim'de bulunmadigini soyler).

3735 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ben ve Resulullah (aleyhissalatu vesselam) saridan mamul bir kaptan su alarak yikanirdik.''
Nesai, Taharet, 47, (9 8, 99).

3736 - Ya 'la Ibnu Umeyye (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) acikta (izarsiz) yikanan bir adam gormustu. Derhal minbere cikarak, Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra:
"Allah diridir ve ayiplari ortucudur, hayayi ve ortunmeyi sever. Oyleyse biriniz yikaninca ortunsun'' buyurdu.''
Ebu Davud, Hamam 2; Nesai, Gusl 7, (1, 200).

3737 - Ebu's-Semh (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'a hizmet ediyordum. Yikanmak isteyince:
"Bana enseni don!'' derdi. Ben de ensemi donerdim. Boylece ona perde olurdum.''
Nesai, Taharet 143, (1, 126).

3738 - Ummu Hani Bintu Ebi Talib (radiyallahu anh) anlatiyor: "(Mekke 'nin) Fethi gununde Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina gittim. O'nu yikanir buldum. Kizi Fatima da bir giyecekle O'na perde yapiyordu."
Muslim Hayz 70, (336).

3739 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yikanmisti. (Kurulanmasi icin) bir havlu getirildi. Onunla kurulanmayip:
"Su(yun) islakligi ile boyle (daha iyi)!'' buyurdular.''
Nesai, Taharet 162, (1, 138).

3740 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Namaz elli vakitti cenabetten gusul de yedi defa idi. Elbiseden sidigin yikanmasi da yedi defa idi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (azaltmasini Cenab-i Hak'tan) taleb ede ede namaz bes'e, cenabetten gusul bire, elbiseden sidigin temizlenmesi bir kereye indirildi.''

Ebu Davud, Taharet 98, (247).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3731-3740 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.