Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3761-3770 )

3761 - Suleyman Ibnu Yesar rahimehullah anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh halka sabah namazini kildirdi ve arkadan Curuf nam mevkideki arazisine gitti. Orada, elbisesinde meni bulasigi gordu.
"Biz dedi, yagli yeyince, damarlarimiz gevsedi (bu yuzden ihtilam olduk)."
Derhal yikandi ve elbisesinde gordugu meni bulasigini da yikadi. Sonra, namazini iade etti."

3762 - Bir baska rivayette "meni" kalimesinden sonra su ibare yer alir: "Halkin isini uzerime alalidan beri ihtilam olmaya basladim" dedi. Derhal yikanip elbisesinde gordugu bulasigi yikadi. Sonra kuslukta gunes tam olarak yukselince namazini kildi."
Muvatta, Taharet 80, 81, 82, (1, 49).

HAYIZLI VE NIFASLI KADINLARIN YIKANMASI

3763 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ensardan bir kadin, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a hayizdan nasil yikanacagini sordu. Bunun uzerine, Aleyhissalatu vesselam da nasil yikanacaksa oyle emretti ve dedi ki:
"Miske bulanmis bir (bez, pamuk vs.) parcasi al. Onunla temizlen!"
"Onunla nasil temizlenecegim?" diye kadin tekrar sordu. Resulullah:
"Onunla temizlen!" buyurdu. Kadin tekrar etti: "Nasil?"
Resulullah: "Subhanallah! temizlen!" dedi. (Baktim ki anlamiyor;) kadini kendime cektim ve: "O parcayi, kan bulasigina tatbik et" dedim.."
Buhari, Hayz 13, 14, I'tisam 24; Muslim, Hayz 60, 61, (332); Ebu Davud, Taharet 122, (314, 315, 316); Nesai, Taharet 159, (1, 135 - 137).

3764 - Diger bir rivayette: "...misklenmis bir parca al, uc kere yika!" buyurdu. Sonra Aleyhissalatu vesselam utanarak yuzunu cevirdi" denmistir.
Bu Sahiheyn'in metnidir.

3765 - Muslim'in diger bir rivayetinde metin soyledir: "Esma -ki Bintu Sekel'dir- radiyallahu anha, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a, hayizdan nasil yikanacagini sormustu. Soyle cevap verdi:
"Sizden biri, suyunu ve sidresini alir, sonra temizlenir, ve temizligini de guzel yapar. Sonra basina suyu doker, basini siddetli sekilde eliyle ovalar, ta ki su sacin diplerine kadar ulassin. Sonra uzerine su doker. Sonra misklenmis bir (bez) parcasi alir, onunla temizlenir!"
Esma: "Onunla nasil temizlenir?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Subhanallah! Onunla temizlen!" dedi. Hz. Aise radiyallahu anha -sanki sozunu gizlemek isteyerek (fisildayarak)- kadina: "Onu kan bulasigina tatbik et" dedi. Esma der ki: "Cenabetten yikanma hususunda da sordum. Bana: "Su al, temizlen ve temizligi guzel kil veya temizligi mubalagali yap, sonra basina su dok ve onu ovala, ta su diplerine varincaya kadar. Sonra uzerine su dok!" dedi. Aise radiyallahu anha devamla der ki: "Ensar kadinlari ne iyi kadinlardi, haya onlarin dinlerini ogrenmelerine mani olmadi."
Muslim, Hayiz 61, (332).

3766 - Umeyye Ibnu Ebi's-Salt, Beni Gifarli -isminde zikrettigi- bir kadindan nakleder ki, kadin soyle demistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, beni devesinin dosune serilen ortunun uzerine bindirdi." Kadin devamla der ki: "Allah'a yemin olsun, sabahleyin indi ve deveyi ihtirdi. Ben de terkiden indim... Ortude benden bulasan kan vardi. Bu benim ilk hayiz kanim idi. Gorunce deveye dogru sicradim ve utandim.. Resulullah aleyhissalatu vesselam bendeki bu hali farkedip, kani da gorunce:
"Neyin var? Belki de hayiz oldun?" buyurdular. Ben "Evet!" dedid. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Oyleyse (hayiz gorenlerin tedbirlerine basvurarak) kendine cekiduzen ver. Sonra da bir su kabi al, icerisine tuz at. Sonra ortuye degen kani yika, sonra binegine don!" ferman buyurdular.
Resulullah aleyhissalatu vesselam Hayber'i fethettigi zaman ganimetten bize de bagista bulundu.
(Umeyye Bintu Ebi's-Salt) der ki: "(Gifarli sahabiyye), suyuna tuz katmadan hayiz kanini yikamazdi. Oldugu zaman cenazesinin yikanacagi suya da tuz atilmasini vasiyet etmistir."
Ebu Davud, Taharet 122, (313).

CUMA VE BAYRAM GUSLU

3767 - Ebu Sa'id radiyallahu ahn anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cuma guslu her muhtelime (buluga erene) vacibtir. Misvaklanmasi, buldugu takdirde koku surunmesi de oyle:"
Buhari, Cuma 2, 3, 12, Ezan 161; Sehadat 18; Muslim, Cuma 5, (846); Muvatta, Cuma 4, (1, 102); Ebu Davud, Taharet 129, (341); Nesai, Cuma 6, 8, (3, 92 - 93).

3768 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh derdi ki: "Cuma gunu gusletmek, her muhtelim'e (buluga ermis kimseye) tipki cenabet guslu gibi vacibtir."
Muvatta, Cuma 2, (1, 101).

3769 - Bera Ibnu Azib radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Muslumanlarin cuma gunu yikanmalari, uzerlerine hak olmustur. Her biri ailesinin kokusundan surunsun. (Koku) bulamazsa, su onun surunme maddesi olsun. Yani hem yikansin hem koku surunsun, koku yoksa, artik, su (yikanma) ile yetinsin."
Tirmizi, Salat 381, (525).

3770 - Ubeydullah Ibnu's-Sebbak rahimehullah'tan gelen bir rivayette, Resulullah aleyhissalatu vesselam cumalardan birinde soyle buyurmustur: "Ey muslumanlar! Bu oyle bir gundur ki, Allah Teala Hazretleri onu (sizlere) bayram kilmistir, oyleyse yikanin. Kimin yaninda bir tiyb (surunme maddesi) varsa ondan surunmesinde bir zarar yoktur. Size misvaki da tavsiye ediyorum."

Muvatta, Taharet 113, (1, 65 - 66); Ibnu Mace, Ikametu's-Salat 83, (1098). (Ibnu Mace'de rivayet mevsuldur).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3761-3770 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.