Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3791-3800 )
HAMMAM HAKKINDA
3791 - Hz. Aise radiyallahu
anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kadinlari da erkekleri
de hammama girmekten nehyetmisti. Sonradan izarlarina sarinmis olarak
erkeklerin girmesine izin verdi."
3792 - Bir baska rivayette
soyle denmistir. "Hz. Aise radiyallahu anha'nin yanina, Samli kadinlardan
bir grup girmisti. Hz. Aise: "Sizler herhalde, hanimlari hamamlara giren
bolgedensiniz!" dedi. Kadinlar: "Evet!" diye cevap verdiler. Hz.
Aise: "Ama ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Elbisesini
evinden haric bir yerde cikaran her kadin, mutlaka Allah'la kendi arasindaki
perdeyi yirtmis olur" dedigini isittim" buyurdu.
Ebu Davud, Hammam 1, (4009,
4010); Tirmizi, Edeb 43, (2803, 2804).
3793 - Abdullah Imnu Amr
Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Size Acem diyarinin fethi muyesser olacak. Oralarda hamam
denen evlere rastliyacaksiniz. Sakin ola erkekler onlara izarsiz girmesinler.
Nifas veya hastalik hali disinda kadinlarin oralara girmesine izin
vermeyin."
Ebu Davud, Hammam 1,
(4011).
3794 - Hz. Cabir
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Allah ve ahiret gunune inanan kimse izarsiz hammama girmesin. Kim
Allah'a ve ahirete inaniyorsa, bir ozru olmadan hanimini hammama sokmasin. Kim
Allah'a ahirete, inaniyorsa uzerinde icki bulunan sofraya oturmasin."
Tirmizi, Edeb 43, (2802);
Nesai, Gusl 2, (1, 198).
HAYIZLI VE HAYIZLIYLA
ILGILI HUKUMLER
3795 - Hz. Enes radiyallahu
anh anlatiyor: "Yahudilerin soyle bir adeti vardi: Iclerinde bir kadin
adet gormeye baslayinca, onunla beraber yiyip icmezler, evlerde beraber oturup
kalkmazlardi. Bu durumu Ashab radiyallahu anhum Resulullah aleyhissalatu
vesselam'a sordular. bunun uzerine Cenab-i Hak su ayeti inzal buyurdu.
(Mealen): "Ey Muhammed! Sana kadinlarin aybasi halinden sorarlar. De ki:
"O bir ezadir. Aybasi halinde iken kadinlardan uzak kalin.
Temizlenmelerine kadar onlara yaklasmayin. Temizlendikleri zaman Allah'in size
buyurdugu yoldan yaklasin..." (Bakara 222) ayeti uzerine Resulullah
aleyhissalatu vesselam: "Kadinlarinizla nikah (zevciyat muamelesi) disinda
her seyi yapin!" buyurdu. bu ruhsat yahudilere ulasinca: "Bu adam ne yapmak
istiyor? Bize muhalefet etmedigi bir sey birakmadi!" dediler. (Bu sozu
isiten) Useyd Ibnu Hudayr ve Abbad Ibnu Bisr radiyallahu anhuma gelerek:
"Ey Allah'in Resulu! yahudiler soyle soyle soyluyorlar" diye haber
verdiler. "Biz kadinlarla beraber oturup kalkmiyacak miyiz?" dediler.
Resulullah aleyhissalatu vesselam'in rengi oylesine degisti ki, biz onlara
kizdigini zannettik. Onlar da hemen cikip gittiler. Derken onlar yolda
Resulullah'a gonderilen hediye sutle karsilastilar. Resulullah o sutu hemen bunlarin
pesisira icmeleri icin gonderdi. Boylece anladilar ki, Aleyhissalatu vesselam
kendilerine gucenmemistir."
Muslim, Hayiz 16, (302);
Ebu Davud, Nikah 47, (2165); Tirmizi, Tefsir, Bakara, (2981); Nesai, Taharet
181, (1, 152).
3796 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "kim
hayizlinin fercine veya bir kadinin duburune (arka uzvuna) temas ederse veya
kahine ugrarsa Muhammed'e indirilenden teberri etmis (yuz cevirmis) olur."
Tirmizi, Taharet 102,
(135); Ibnu Mace, Taharet 122, (639).
3797 - Hz. Aise radiyallahu
anha anlatiyor: "Bizden biri hayizli olur, Resulullah aleyhissalatu
vesselam da onunla mubaseret etmek dilerse, ona hayiz olur olmaz izarini
baglamasini emreder, sonra mubaseret ederdi. Sizden hanginiz, nefsine,
Resulullah aleyhissalatu vesselam'in nefsine hakim oldugu kadar hakim
olur?"
Ebu Davud'un bir
rivayetinde, "fevr" (evvelinde -ki "hayz olur olmaz" diye
karsiladik-) yerine "fevh" denilmistir (ki bu da "cogunda"
ve "evvelinde" manasina gelir.)
3798 - Nesai'nin Cumay'
Ibnu Umayr'dan kaydettigi bir rivayette soyle denmistir: "Ben, annem ve
teyzemle birlikte Hz. Aise radiyallahu anha'nin yanina girdim. Onlar Hz.
Aise'ye: "Hayizli iken, sizlerle Aleyhissalatu vesselam ne sekilde mubaserette
bulunurdu?" diye sordular. Aise validemiz:
"Hayiz oldugumuz zaman
bize, genis bir izar giymemizi emreder, sonra sine ve gogsumuze iltizamda
(temasta) bulunurdu."
3799 - Muvatta'nin
rivayetinde soyledir: "Ubeydullah Ibnu Abdillah Ibni Omer radiyallahu
anhuma, Hz. Aise'ye gondererek -kisi, hayizli olan hanimiyla mubaserette
bulunabilir mi?- diye sordurdu. Hz. Aise radiyallahu anha: "Kadinin alt
kisminna izarini baglatsin sonra onunla mubaserette bulunsun" cevabini
verdi."
3800 - Ebu Davud ve
Nesai'nin bir rivayetinde soyle denmektedir: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam zevcelerinden bir kadinla hayizli oldugu halde mubaseret ederdi. Yeter
ki, uyluklarinin ortasina kadar izari uzanmis olsun veya dizleri ortulu
bulunsun."
Buhari, Hayz 5; Muslim,
Hayz 1, 4, (293, 295); Muvatta, Taharet 95, (1, 58); Ebu Davud Taharet 107,
(267, 268, 273); Tirmizi, Taharet 99, (132); Nesai, Hayz 12, 13, (1, 189).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3791-3800 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.