Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3801-3810 )

3801 - Zeyd Ibnu Eslem radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a sordu: "(Ey Allah'in Resulu!) Hanimim hayizli iken bana helal olan nedir?" Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Uzerine izarini baglasin, yukarisina istediginde serbestsin."
Muvatta, Taharet 93, (1, 57).

3802 - Hz. Mu'az radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! dedim, hanimim hayizli iken bana helal olan nedir?" "Izar'in yukarisi, ancak bundan da sakinsan daha iyi olur!" buyurdular."
Rezin tahric etti. Ebu Davud, Taharet 83, (212, 213).

3803 - Ikrime, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in zevcelerinden birinden naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, hayizli hanimlariyla bir mubaserette bulunmak dileyince haniminin ferci uzerine bir sey orterdi.."
Ebu Davud, Taharet 107, (272).

3804 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kisi, hayizli karisiyla cinsi munasebette bulunursa (hatasina kefaret olarak) yarim dinar tasadduk etsin."

3805 - Bir rivayette ise soyle denmistir: "Kisi hayizli hanimina, hayiz halinin baslangicinda, kan kirmizi renkte iken temas ederse bir dinar tasadduk etsin. Kanin kesilmeye yuz tutup akintinin sarardigi zaman temas eden, yarim dinar tasadduk etsin."
Tirmizi der ki: "Bu hadis Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'dan mevkuf (kendi sozu) olarak da rivayet edilmistir."

3806 - Ebu Davud'un bir rivayetinde hayizli karisina temas eden kimse hakkinda Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Bir veya yarim dinar tasadduk etsin" dedigi kaydedilmistir.
Ebu Davud der ki: "Bu rivayet (yani Ibnu Abbas'in "bir veya yarim..." diyerek yaptigi rivayet) sahihtir, (diger "...yarim dinar..." diyen rivayet bu kadar kavi degildir.)"

3807 - Bir rivayette soyle denmistir: "Kisi hanimina kanama halinde temasta bulunmussa bir dinar, kanin kesilme halinde temas etmisse yarim dinar tasadduk eder."
Tirmizi, Taharet 103, (136, 137); Ebu Davud, Taharet 106, (264, 265, 266); Nesai, Taharet 182, (1, 153); Ibnu Mace, Taharet 123, (640).

3808 - Hz. Aise radiyallahu anha "Ben hayizli iken Resulullah aleyhissalatu vesselam'in basini yikardim" demistir.
Buhari, Hayz 2, I'tikaf 2, 3, 4, 19, Libas 76; Muslim, Hayz 10, (297); Muvatta, Taharet 102, (1, 60); Ebu Davud, Savm 79, (2467, 2468, 2469); Tirmizi, Savm 80, (804); Nesai, Hayz 20, (1, 193).

3809 - Yine Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, ben hayizli iken kucagima yaslanir ve Kur'an okurdu."
Buhari, Hayz 13, Tevhid 52; Ebu Davud, Taharet 103, (260); Nesai, Hayz 16, (1, 191).

3810 - Yine Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, (bir gun) bana (kendisi mescidde iken) "Humre'yi bana getiriver!" buyurdular.
"Hayizliyim" diye cevap verdim.
"Senin hayizin elinde degil ki!' dediler."

Muslim, Hayz 11, (298); Ebu Davud, Taharet 104, (261); Tirmizi, Taharet 101, (134); Nesai, Hayz 18, (1, 192).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3801-3810 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.