Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3811-3820 )
3811 - Hz. Meymune
radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bizden biri
hayizli oldugu halde onun kucagina basini koyar, Kur'an okurdu. Bizden birimiz
hayizli iken Resulullah'in humrasini mescide tasir ve yayardi."
Nesai, Hayz 19, (1, 192).
3812 - Ibnu Omer radiyallahu
anhuma'dan rivayete gore, "cariyeleri hayizli olduklari halde ayaklarini
yikarlar, humrasini kendisine verirlerdi."
Muvatta, Taharet 88, (1,
52).
3813 - Ummu Seleme
radiyallahu anha anlatiyor: "Ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam ile
birlikte kadife bir ortunun altinda yatiyordum. Ay halimin basladigini
farkettim. Hemen ortunun altindan kayip hayiz elbisemi bulup giyindim.
Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Hayiz mi oldun?" buyurdular.
"Evet!" dedim. Beni yanina cagirdi. Ortunun altinda beraber yattik."
Buhari, Hayz 4, 21, 22,
Savm 24; Muslim, Hayz 5, 296; Nesai, Taharet 179, (1, 149, 150)
3814 - Umare Ibnu Gurab'in
anlattigina gore, bir halasi kendisine Hz. Aise radiyallahu anha'dan soyle
sordugunu anlatmistir: "Birimiz hayiz oldugumuz zaman kocamizla ayri
yatmamiz mumkun degil, tek yatagimiz var."
Hz. Aise su cevabi
vermistir: "Ben sana Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaptigini
anlatayim: "Bir gece eve girdi. Ben o sirada ay hali goruyordum. Mescidine
gecti. -Ebu Davud der ki: "Bundan maksad evindeki namazgahidir.-(Orada
namaz kildi), fakat bir turlu ayrilmadi. Derken benim gozlerim kapanmis, soguk
da onu usutmus. Gelip "Bana yaklas!" dedi. Ben de:
"Hayizliyim!" dedim. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Oyle de
olsa! Uyluklarini ac!" dedi. Uyluklarimi actim. Gogus ve yanagini
uyluklarimin uzerine koydu. Ben de uzerine egildim. Isinip uyuyuncaya kadar
boyle durduk."
Ebu Davud, Taharet 107,
(270).
3815 - Hz. Aise radiyallahu
anha anlatiyor: "Ben hayizli iken su icer, sonra kabi Resulullah
aleyhissalatu vesselam'a verirdim. O da agzini, agzimin degdigi yere
koyardi."
3816 - Ebu Davud ve
Nesai'de de su rivayet gelmistir: "Ben ay halinde iken etli kemigi
disleyerek yer, sonra da Resulullah aleyhissalatu vesselam'a uzatirdim. O da
agzini, tam agzimi koymus bulundugum yere koyar(ak yer)di."
3817 - Nesai'nin bir diger
rivayeti soyle: "Sureyh Ibnu Hani, Hz. Aise radiyallahu anha'ya: "Bir
kadin hayizli iken kocasi ile birlikte yemek yer mi?" diye sordu. Hz. Aise
"Evet dedi, benim kanamam varken Resulullah aleyhissalatu vesselam beni
cagirirdi, ben de onunla birlikte yerdim. (Bu sirada) etli kemigi alir, (bana
uzatir, once benim baslamam icin) bana yemin verirdi. Ben de onu alir ve bir
miktar disler (sonra Resulullah'a uzatirdim). O da agzini, kemikte tam benim
agzimi koydugum yere koyar(ak yemeye baslar)di. Icecek bir sey istedigi olur,
getirince ondan once benim icmem icin bana yemin verirdi, bunun uzerine ben de
kabi alir bir miktar icer, sonra birakirdim. Bu sefer onu Aleyhissalatu
vesselam alir, kabin tam benim agzimi koydugum yerine agzini koyarak
icerdi."
Muslim, Hayz 14, (300); Ebu
Davud, Taharet 103, (259); Nesai, Taharet 177, (1, 148).
3818 - Abdullah Ibnu Sa'd
el-Ensari radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a
hayizli kadinlarla beraber yemek hususunda sordum. "Onunla beraber
yiyin!" buyurdular."
Tirmizi, Taharet 100,
(133).
3819 - Hz. Aise radiyallahu
anha'nin anlattigina gore, bir kadin kendisine: "Temizlendigimiz zaman
kildigimiz mutad namaz bize yeter mi (hayizli iken kilamadiklarimizin kazasi
gerekir mi?)" diye sormus, o da su cevabi vermistir:
"Sen Haruriyye
(Harici)misin? Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam'la beraberken ay hali
gordugumuzde, tutamadigimiz oruclari kaza etmemizi soylerdi, fakat namazlarin
kazasini soylemezdi."
Buhari, Hayiz 20; Muslim,
Hayiz 67, (335); Ebu Davud, Taharet 105, (262, 263); Tirmizi, Taharet 97,
(130); Savm 68, (787); Nesai, Hayz 17, (1, 191, 192), Savm 64, (4, 191).
3820 - Ismi
Mussetu'l-Ezdiyye olan Ummu Busse anlatiyor: "Hacc yapmistim. Hacc
sirasinda Ummu Seleme radiyallahu anha'ya ugradim. Kendisine, "Ey
mu'minlerin annesi, Semure Ibnu Cundub radiyallahu anh, kadinlara, hayiz
sirasinda kilinmayan namazlarin kazasini emrediyor (ne dersiniz)?" diye
sordum, su cevabi verdi: "Hayir, kaza etmezler. Resulullah aleyhissalatu
vesselam'in kadinlarindan biri, nifas sebebiyle kirk gece (namaz kilmadan)
dururdu da, Resulullah aleyhissalatu vesselam nifas namazini kaza etmesini
emretmezdi."
Ebu Davud, Taharet 121,
(312).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3811-3820 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.