Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3841-3850 )

BESMELE CEKMEK

3841 - Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda yemege oturunca, Resulullah aleyhissalatu vesselam yemeye baslamadikca, kesinlikle elimizi yemege vurmazdik. Bir seferinde yine O'nunla yemege oturmustuk. Derksen bir cariye (kucuk kiz cocugu) geldi, sanki arkasindan bir iteni var gibi hemen elini yemege soktu. Resulullah aleyhissalatu vesselam elinden tuttu. Arkadan bir bedevi geldi, sanki onun da arkasindan iten biri vardi, alelacele o da elini yemege soktu. Aleyhissalatu vesselam onun da elinden tuttu. Ve sunu soyledi:
"Seytan, uzerine Allah'in ismi zikredilmeyen yemegi kendine helal addeder. Nitekim, sayesinde yemegimizi kendine helal kilmak icin bu cariyeyi getirdi. Ben de elinden tuttum. Bunun uzerine su bedeviyi getirip onunla yemegi kendine helal kilmak istedi, ben onun da elinden tuttum. Nefsim elinde olan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun seytanin eli o ikisinin eliyle birlikte avucumdadir." "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bunlari soyledikten sonra besmele cekip yemeye basladi."
Muslim, Esribe 102, (2017); Ebu Davud, Et'ime 16, (3766).

3842 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kim bir sey yerse "Bismillah (Allah'in adiyla)" desin. Bidayette soylemeyi unutmussa, sonunda soyle soylesin: "Bismillahi fi evvelihi ve ahirihi (basinda da sonunda da Bismillah)."
Ebu Davud, Et'ime 16, (3767); Tirmizi, Et'ime 47, (1859).
Yine Hz. Aise demistir ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, ashabindan alti kisi icerisinde yemek yiyordu. Derken bir bedevi geldi. (Besmele cekmeksizin) iki lokmada yutuverdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Eger bu adam besmele cekseydi yemek hepinize yeterdi! buyurdu."
Tirmizi, Et'ime 47, (1859).

3843 - Vahsi Ibnu Harb an ebihi an ceddihi Vahsi Ibnu Harb el-Habesi anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Ashabi dediler ki: "Ey Allah'in Resulu! biz yiyoruz, ancak bir turlu doymuyoruz (ne yapalim)?" Bunun uzerine, Resulullah: "Ayri ayri yemekte olmayasiniz?" diye sordu. "Evet" dediler. Resulullah da: "Oyleyse yemeginizde toplanin (bir sofra kurarak hep beraber yiyin), yemege Allah'in ismini zikrederek (Bismillahirrahmanirrahim diyerek) baslayin. Boyle yaparsaniz yemeginiz, hakkinizda mubarek kilinir."
Ebu Davud, Et'ime 15, (3764); Ibnu Mace, Et'ime 17, (3286).

3844 - Ummeyye Ibnu Mahsiyy radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam otururken bir adam besmele cekmeden yemek yiyordu. Yemegini yemis, geriye tek lokmasi kalmisti. Onu agzina kaldirirken: "Bismillahi evvelehu ve ahirehu" dedi. Bunun uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam guldu ve:
"Seytan onunla birlikte yemeye devam etti. Ne zaman ki Allah'in ismini zikretti, karnindakileri hep kustu!" buyurdu."
Ebu Davud, Et'ime 16, (3786).

3845 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor. "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kisi evine dondugu zaman iceri girerken ve yemek yerken Allah'in adini zikrederse, seytan (avanelerine): "Size burada gecelemek de yok aksam yemegi de yok!" der. Ama kisi, eve girerken Allah'i zikreder fakat aksam yemegini yerken zikretmezse, seytan (avenelerine): "Aksam yemegine kavustunuz ama burada gecelemeniz mumkun degil!" der. Adam eve girerken ve yemege baslarken "Bismillah!" diyerek Allah'i zikretmezse, seytan (avanelerine): "Yemege de yetistiniz, yatmaya da!" der."
Muslim, Esribe 103, (2018); Ebu Davud, Et'ime 16, (3765).

YEMEK NE SURETLE YENMELIDIR?

3846 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kimse sakin sol eliyle yiyip icmesin. Cunku seytan soluyla yer icer."
Muslim, Esribe 106, (2020); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 5, (2, 922, 923); Ebu Davud, Et'ime 20, (3776); Tirmizi, Et'ime 9, (1801).

3847 - Seleme Ibnu'l-Ekva' radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda bir adam sol eliyle yemek yemisti.
"Saginla ye!" ferman buyurdu.. Adam: "Yiyemiyorum!" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Yiyemez ol! Onu boyle demeye kibri sevketti!" buyurdular. Bundan sonra elini agzina kaldiramadi."
Muslim, Esribe 107, (2021).

3848 - Omer Ibnu Ebi Seleme radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in terbiyesinde bir cocuktum. Yemekte elim, tabagin her tarafinda dolasiyordu. Resulullah aleyhissalatu vesselam bana ikazda bulundu:
"Evlat! Allah'in ismini an, saginla ye, onunden ye!" Bundan sonra hep boyle yedim."
Buhari, Et'ime 2, 3, Muslim, Esribe 108, (2022); Muvatta, Sifatu'n-Nebiyy 32, (2, 934); Ebu Davud, Et'ime 20, (3777); Tirmizi, Et'ime 47, (1858).

3849 - Abdullah Ibnu Ikras Ibnu Zueyb babasindan naklediyor: "Kavmim Beni Murre Ibnu Abid, benimle mallarinin sadakasini Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gonderdi. Medine'ye gelince O'nu aleyhissalatu vesselam Muhacir ve Ensar'in arasinda oturmus buldum. Elimden tutup beni Ummu Seleme radiyallahu anha'nin evine goturdu. Varinca: "Yiyecek bir sey var mi?" diye sordu. Bize, icerisinde bolca serid ve (kusbasi) et parcalari olan bir tepsi getirildi. Ondan yemek icin yanastik. Ben elimle kabin her tarafini yokladim. Resulullah aleyhissalatu vesselam onunden yedi. (Bir ara) sol eliyle sag elimden tuttu ve: "Ey Ikras! bir yerden ye. Cunku (kabin icindeki yemek) tek bir yemektir. (Her taraf birdir)" buyurdu. Sonra bize, icerisinde taze ve kuru cesitli hurmalar bulunan bir tabak getirildi. Bu sefer onumden yemeye balsadim. Resulullah aleyhissalatu vesselam'in eli ise, tabagin her tarafinda dolasiyordu. Bana da: "Ey Ikras! Diledigin yerinden (alip) ye. Cunku (tabagin icendekilerin hepsi) ayni cesit degil" buyurdu. Sonra bize su getirildi. Resulullah aleyhissalatu vesselam elini yikadi elinin islakligi ile yuzunu kollarini ve basini meshette ve: "Ey Ikras! Bu, ateste pisenden (yenince alinmasi gereken) abdesttir" buyurdu."
Tirmizi, Et'ime 41, (1849); Ibnu Mace, Et'ime 11, (3274).

3850 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bereket yemegin ortasina iner. Oyleyse kenarlardan yiyin, ortadan yemeyin."

Tirmizi, Et'ime 12, (1806); Ebu Davud, Et'ime 18, (3772).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3841-3850 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.