Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3861-3870 )
3861 - Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Seytan muhakkak ki hassastir, cidden pek hassastir. Kendinizi ondan
sakindirin. Kim elinde et kokusu oldugu halde geceler, sonra da kendisine bir
fenalik ulasirsa sakin ha nefsinden baskasini suclamasin."
Tirmizi, Et'ime 48, (1861);
Ebu Davud, Et'ime 54, (3852).
3862 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir gun
heladan cikmisti. Hemen kendisine bir yemek takdim edildi. (O da kabul buyurdu.
Ashabtan bazisi:)" Size abdest suyu getirmeyelim mi?" dediler.
Onlara: "Namaza kalkinca abdest almakla emrolundum!" cevabini
verdi.."
Muslim, Hayz 118, (374);
Ebu Davud, Et'ime 11, (3760); Tirmizi, Et'ime 40, (1848); Nesai, Taharet 101,
(1, 85).
COK YEMEYI ZEMM
3863 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kafir bir
misafir agirlamisti. Derhal onun icin bir kecinin sagilmasini emretti. Keci
sagildi. Kafir sutunu icti. Sonra diger bir kecinin daha sagilmasini emretti.
(Adam doymadi). Bu suretle tam yedi kecinin sutunu icti.
Adam yatip, sabah olunca
musluman oldu. Resulullah aleyhissalatu vesselam bir keci sagilmasini emretti.
Sutunu adam icti, sonra ikinci bir baska keci daha sagildi. Fakat bunun sutunu
tamamen icemedi. Bunun uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Mu'min
bir mideye icer, kafir ise yedi mideye icer" buyurdular."
Buhari, Et'ime 12; Muslim,
Esribe 186, (2063); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 10, (2, 924); Tirmizi, Et'ime 20,
(1820).
3864 - Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: " Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Iki kisinin yiyecegi uc kisiye de yeter. Uc kisinin yiyecegi de dort
kisiye yeter."
Buhari, Et'ime 11; Muslim,
Esribe 178, (2058); Muvatta, Sifatu'n-Nebiyy 20, 52, 928); Tirmizi, Et'ime 21,
(1821).
3865 - Muslim ve Tirmizi'de
gelen bir diger rivayet Cabir'den olup soyledir: "Iki kisilik yiyecek dort
kisiye de yeter, dort kisilik yemek sekiz kisiye de yeter."
Muslim, Esribe 179, (2059);
Tirmizi, Et'ime 21, (1821).
3866 - Ibnu Omer
radiyallahu anhuma anlatiyor: "(Bir zat) Resulullah aleyhissalatu
vesselam'in yaninda ogurmustu, ona:
"Ogurtunu bizden uzak
tut. Zira, dunyada insanlarin en cok doymus olanlari, Kiyamet gunu en cok ac
kalacak olanlardir" buyurdular."
Tirmizi, Kiyamet 38,
(2480); Ibnu Mace, Et'ime 50, (3350).
3867 - Mikdam Ibnu
Ma'dikerb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Ademoglu, mideden daha serli bir kap doldurmaz. Ademogluna
belini dogrultacak birkac lokmacik yeterlidir. Ancak (nefsinin galebesiyle)
illa da (mideyi doldurma isini) yapacaksa bari onu uce ayirsin: Ucte birini
yemege, ucte birini suya, ucte birini de nefesine (tahsis etsin, ucte birden
fazlasina yemek koymasin)."
Tirmizi, Zuhd 47, (2381);
Ibnu Mace, Et'ime 50, (3349).
MUTEFERRIK ADABLAR
3868 - Hz. Enes radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir
avuc curuk hurma ile de olsa aksam yemegi yeyin. Zira aksam yemeginin terki
ihtiyarlik sebebidir."
Tirmizi, Et'ime 46, (1857).
3869 - Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hicbir vakit
herhangi bir yemege laf etmedi, istah duydugu bir yemekse yerdi, hosuna
gitmeyen bir yemekse terkederdi. (yemezdi)."
Buhari, Et'ime 21; Menakib
23; Muslim, Esribe 187, (2064); Ebu Davud, Et'ime 14, (3763); Tirmizi, Birr 84,
(2032).
3870 - Yine Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Sizden birinizin (yemek) kabina sinek dusecek olursa, onu iyice
batirin. Zira onun bir kanadinda hastalik, digerinde sifa vardir. O, icerisinde
hastalik olan kanadiyla korunur."
Ebu Davud, Et'ime 49,
(3844); Buhari, Tibb 58, Bed'u'l-Halk 14; Ibnu Mace, Tib 31, (3504, 3505);
Nesai, Fera' 11 (7, 178).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3861-3870 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.