Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3881-3890 )
3881 - Huzeyme Ibn Cez'i
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a sirtlan
hakkinda (eti helal mi?)" diye sordum.
"Sirtlani yiyen biri
de var mi?" dedi. Bunun uzerine kurdun etinin yenmesini sordum.
"Kendisinde hayir olup
da kurdu yiyen biri var mi?" diye cevap verdi."
Tirmizi, Et'ime 4, (1739).
KIRPI
3882 - Nemletu'l-Ensari
anlatiyor: "Ibnu Omer radiyallahu anhuma'ya kirpiden sorulmustu. (Cevaben)
su ayeti okudu. (Mealen):
"(Ey Muhammed) de ki:
"Bana vahyolunandan les, akitilmis kan, domuz eti -ki pistir- ve gunah
islenerek Allah'tan baskasi adina kesilen hayvandan baskasini yemenin haram
olduguna dair bir emir bulamiyorum. Fakat darda kalan, baskasinin payina el
uzatmamak ve zaruret miktarini asmamak uzere bunlardan da yiyebilir. Dogrusu
Rabbim bagslar ve merhamet eder" (En'am 146).
Ancak, yaninda bulunan bir
yasli dedi ki: "Ben Ebu Hureyre radiyallahu anh'i dinledim, demisti ki:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda kirpinin zikri gecmisti:
"O habislerden bir
habistir (eti) yenmez" buyurdular."
Bunun uzerine Ibnu Omer
radiyallahu anhuma: "Eger bunu Resulullah aleyhissalatu vesselam soyledi
ise, bu (kirpinin hukmu), biz bilmesek de O'nun dedigi gibidir"
dedi."
Ebu Davud, Et'ime 30,
(3799).
TOY
3883 - Sefine radiyallahu
anh anlatiyor: "Ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte toy
(denen kus)un etini yedim."
Ebu Davud, Et'ime 29,
(3797); Tirmizi, Et'ime 26, (1829).
CEKIRGELER
3884 - Ibnu Ebi Evfa radiyallahu
anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ile beraber (alti
veya yedi sefer) gazveye cikmistik. Gazve esnasinda Aleyhissalatu vesselam'la
birlikte cekirge yedik."
Buhari, sayd 13; Muslim,
Sayd 52, (1952); Tirmizi Et'ime 22, (1822, 1823); Ebu Davud, Et'ime 35, (3812);
Nesai, Sayd 37, (7, 210).
3885 - Selman radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a cekirgeden sorulmustu:
"Onlar, Allah'in en
kalabalik ordularidir. Onu ne yerim ne de haram kilarim" buyurdular."
Ebu Davud, Et'ime 35,
(3813); Ibnu Mace, Sayd 9, (3219).
3886 - Rezin rahimehullah
Hz. Cabir radiyallahu anh'tan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam cekirgelere beddua etti ve dedi ki:
"Allah'im! Cekirgeleri
helak et, buyuklerini oldur, kucuklerini helak et, nesillerini kes, agizlarini
gecimligimiz ve rizkimizdan (uzak) tut. Sen dualari isitensin."
(Orada bulunan) bir adam:
"Ey Allah'in Resulu! Cekirgelere nasil boyle beddua ediyorsunuz, onlar ki
Allah'in ordularindan bir ordudur" dedi. Aleyhissalatu vesselam da
cevaben:
"Cekirge, denizdeki
bir baligin hapsirigidir" buyurdular."
Tirmizi, Et'ime 23, (1824);
Ibnu Mace, Sayd 9, (3221).
AT
3887 - Esma Bintu Ebi bekr
radiyallahu anhuma anlatiyor: "biz, Resulullah aleyhissalatu vesselam
zamaninda bir at kestik. O zaman Medine'de idik. Hepimiz onu yedik."
Buhari, Sayd 24, 27;
Muslim, Sayd 36, (1942); Nesai, Dahaya 33, (7, 231).
PISLIK YIYENLER (CELLALE)
3888 - Ibnu Omer
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam pislik
yiyen (cellale) deveye binmekten ve sutunu icmekten men etti."
Ebu Davud, Et'ime 25,
(3785, 3787); Tirmizi, Et'ime 24, (1825).
3889 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
oldurulmek icin hedef ittihaz edilmis (ve mucesseme denilen) hayvanin
yenilmesini, pislik yiyen (ve cellale denen) hayvanin yenilmesini, sutunun
icilmesini ve su tulugunun agzindan su icilmesini yasakladi."
Ebu Davud, Et'ime 25,
(3786); Tirmizi, Et'ime 24, (1826); Nesai, Dahaya 44, (7, 240).
3890 - Zehdem Ibnu Mudrib
anlatiyor: "Ebu Musa radiyallahu anh'a bir tavuk getirilmisti. Cemaatten
birisi ayrildi. (Ebu Musa): "Neyin var?" diye sordu. Adam:
"Ben onu (pis bir
seyler yerken gordum ve tiksindim ve yememeye yemin ettim" cevabini verdi.
Bunun uzerine Ebu Musa:
"Yanas ve ye! Zira
ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'i (cellale'yi) yerken gordum" dedi
ve adama, yemini icin kefarette bulunmasini emretti."
Buhari, Zebaih 26, Humus
15, Megazi 74, 78, Eyman 1, 4, 18, Kefaret 9, 10, Tevhid 56; Muslim, Eyman 9,
(1649); Nesai, Sayd 33, (7, 206).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3881-3890 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.