Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3911-3920 )
3911 - Ebu Davud'un bir diger rivayetinde
soyle denir: "Hayber fethi sirasinda gazvede, Resulullah aleyhissalatu
vesselam ile birlikte ben de vardim. Bir grup yahudi, Aleyhissalatu vesselam'a
gelerek, askerlerin ahirlarina hucum ederek (mallarini yagmalamalarindan)
sikayet ettiler. Resulullah aleyhissalatu vesselam, bunun uzerine (muslumanlara
yonelerek): "(Olamaz!) anlasma yapilan kimselerin mali onlarin izni olmadan
helal degildir. Ayrica size ehli esekler, onlarin atlari, katirlari, vahsi
hayvanlardan herbir kesici disi olan, kuslardan da herbir penceleri olan
haramdir!" buyurdular."
Ebu Davud, Et'ime 26, (3790), 33, Nesai, Sayd
30, (7, 202).
RESULULLAH VE ASHABININ YEDIGI YEMEKLER VE
ONLARIN MEDHI
3912 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam ailesine katik sormustu.
"Yanimizda sirkeden baska bir sey yok!" dediler. Aleyhissalatu
vesselam onu istedi ve gelince yemeye basladi. Hem yiyor, hem de: "Sirke
ne iyi katik! Sirke ne iyi katir! Sirke ne iyi katik!" diyordu."
Muslim, Esribe 166, (2052); Ebu Davud, Et'ime
40, (3820, 3821); Tirmizi, Et'ime 35, (1843); Nesai, Eyman 21, (7, 14).
3913 - Hz. Omer ve Ebu Esid radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Zeytinyagini yeyin ve onunla yaglanin. Zira o, mubarek bir
agactandir."
Tirmizi, Et'ime 43, (1852, 1853).
3914 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Bir terzi, Resulullah aleyhissalatu vesselam'i onun adina hazirladigi bir
yemege davet etti. Beraberinde ben de gittim. (Ev sahibi sofraya) arpa ekmegi,
icerisinde kabak bulunan bir corba ve kadid (kurutulmus et) getirdi. Ben,
Resulullah aleyhissalatu vesselam'in tabagin etrafindan kabagi arastirdigini
gordum. O gunden beri kabagi sevmeye devam ediyorum."
Buhari, Et'ime 33, 4, 25, 35, 36, 37, 38, Buyu
30; Muslim, Esribe 144, (2041); Muvatta, Nikah 51, (2, 546, 547); Ebu Davud,
Et'ime 22, (3782); Tirmizi, Et'ime 42, (1850, 1851).
3915 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor:
"Tebuk'te Resulullah aleyhissalatu vesselam'a hristiyanlarin yaptigi
peynir (kalibi) getirilmisti. Bir bicak istedi. Besmele cekip kesti ve
yedi."
Ebu Davud, Et'ime 39, (3819).
3916 - Yusuf Ibnu Abdillah Ibni Selam
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir
miktar arpa (ekmegi) aldi. Uzerine bir hurma koydu ve: "Bu suna
katiktir!" buyurdu."
Ebu Davud, Et'ime 42, (3830).
3917 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam kavunu taze hurma ile yer ve:
"Bunun hararetini sunun serinligiyle, sunun serinligini de bunun
hararetiyle kiriyoruz!" buyurdu."
Tirmizi, Et'ime 36, (1844); Ebu Davud, Et'ime
45, (3836).
3918 - Sahiheyn ve Ebu Davud'da, Abdullah Ibnu
Ca'fer radiyallahu anhuma'nin soyle dedigi gelmistir: "Resulullah
aleyhissalatu vesselam'i salatalikla birlikte taze hurma yerken gordum."
Buhari, Et'ime 39, 45, 47; Muslim, Esribe 147,
(2043); Ebu Davud, Et'ime 45, (3835); Tirmizi, Et'ime 37, (1845).
3919 - Ebu Davud, Hz. Aise radiyallahu
anha'dan sunu kaydeder: "Annem, Resulullah aleyhissalatu vesselam'la
evlenecegim zaman beni sismanlatmak istedi. Ancak bana hurma ile birlikte
salatalik yedirinceye kadar arzu ettigi diger seylerden (ilaclardan) hicbirine
icabet edemedim. O ikisinden (muntazaman yemeye devam edince) guzel bir
sismanlik kazandim."
Ebu Davud, Tibb 20, (3903); Ibnu Mace, Et'ime
37, (3324).
3920 - Busr es-Sulemi'nin iki oglu radiyallahu
anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam yanimiza girdi. Biz
kendilerine tereyagi ve hurma ikram ettik. Aleyhissalatu vesselam yagla hurmayi
severdi."
Ebu Davud, Et'ime 45, (3837); Ibnu Mace,
Et'ime 43, (3334).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3911-3920 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.