Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3931-3940 )

3931 - Ebu Mes'ud El-Ensari radiyallahu anh anlatiyor: "Ensar'dan Ebu Su'ayb adinda bir zat vardi. Bunun et satisi yapan bir kolesi vardi. (Bir gun) Resulullah aleyhissalatu vesselam'i gordu ve yuzunden acikmis oldugunu anladi. Kolesine: "Bize bes kisilik yemek hazirla! Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'i da besin besincisi olarak davat etti. Onlari bir kisi daha takib etti. Kapiya geldiklerinde Resulullah aleyhissalatu vesselam (ev sahibine): "Bize bu da uydu, istersen ona da izin ver, istersen donsun!" buyurdular. Adam: "Ey Allah'in Resulu, ona da izin veriyorum!" dedi."
Buhari, Et'ime 57, 34, Buyu' 21, Mezalim 14; Muslim, Esribe 138, (2036); Tirmizi, Nikah 12, (1099).

3932 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Iranli bir komsusu vardi, guzel et yemegi yapardi. (Bir gun) Resulullah aleyhissalatu vesselam icin yemek hazirladi. Sonra davet etmeye geldi. Resulullah aleyhissalatu vesselam Aise'yi gostererek: "Sunun icin de davet var mi?" diye sordu. Adam: "Hayir!" deyince, Aleyhissalatu vesselam da: "Hayir, (davetinizi kabul etmiyorum)!" cevabini verdi. Adam donup, davetini tekrarladi. Resulullah da: "Ya su?" diye Hz. Aise icin de izin istedi. Adam: "Hayir!" dedi. Resulullah da: "Hayir!" cevabini verdi. Sonra adam tekrar davet etmeye geldi. Resulullah da: "Ya su!" diye israr etti. Adam bu sefer; "Evet (o da davetli)!" dedi. (Resulullah ve Hz. Aise) ikisi birlikte kalkip birbirleriyle sakalasarak davet sahibinin evine geldiler."
Muslim, Esribe 139, (2037); Nesai, Talak 23, (6, 158)

DUGUN YEMEGI (VELIME)

3933 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Abdurrahman Ibnu Avf radiyallahu anh'in elbisesinde bir sarilik gormus idi. "Hayrola, bu da ne?" diye sordu. Abdurrahman: "Bir kadinla, bir nevat agirliginda mehir odeyerek, evlendim!" aciklamasini yapti. Aleyhissalatu vesselam: "Allah (evliligi) sana mubarek etsin, ancak bir koyunla da olsa bir ziyafet var!" buyurdular."
Buhari, Nikah 68, 69; Muslim, Nikah 87, (1428); Ebu Davud, Et'ime 2, (3743); Tirmizi, Nikah 10, (1094); Nesai, Nikah 67; Muvatta, Nikah 47.

3934 - Yine Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Zeyneb Bintu'l-Cahs'in dugununde verdigi ziyafeti, diger zevcelerinin hic birinin dugununde vermemistir. Bu dugunde bir koyun kesti."
Buhari, Nikah 68, 69; Muslim, Nikah 87, (1428); Ebu Davud, Et'ime 2, (3743).
Bir rivayette soyle der: "(Zeyneb'in dugunune gelenlere doyarak sofrayi) terketmelerine kadar ekmek ve et yedirdi."

3935 - Yine Hz. Enes demistir ki: "Safiyye Bintu Huyeyy'in nikahinda Resulullah aleyhissalatu vesselam sevik ve hurma ile ziyafet verdi."
Ebu Davud, Et'ime 2, (3744); Tirmizi, Nikah 10, (1095).

3936 - Buhari merhumun kaydettigine gore: "Safiyye Bintu Seybe radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, hanimlarindan birinin dugununde iki mudd miktarinda arpa(dan yapilan yemek) ile ziyafet verdi."
Buhari, Nikah 70).

3937 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dugun yemegi, dugunun birinci gunu haktir, ikinci gunu sunnettir, ucuncu gunu desinler icindir. Kim desinler icin is yaparsa Allah da ona gore muamele yapar."
Tirmizi, Nikah 10, (1097).

3938 - A'rac, Ebu Hureyre radiyallahu anh'tan naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam diyordu ki: "En serli yemek, sadece zenginlerin cagrilip fakirlerin cagrilmadigi yemektir. Kim de davete icabet etmez, yemege gelmezse, Allah ve Resulune asi olmustur."
Bir diger rivayette: "(Yemegin kotusu) gelene verilmeyen, ona gelmeyeceklerin davet edildigi yemektir" denilmistir.
Buhari, Nikah 72; Muslim, Nikah 107-110, (1432); Muvatta, Nikah 50, (2, 546); Ebu Davud, Et'ime 1, (3742).

AKIKA

3939 - Semure Innu Cundeb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Her cocuk, akika kurbeni ile rehinelenmistir. Bu kurban, (dogumunun) yedinci gunu, onun adina kesilir. (O gun) saci da tras edilir ve cocuga isim de verilir."
Ebu Davud, Edahi 21, (2837, 2838); Tirmizi, Edahi 23, (1572); Nesai, Akika 5, (7, 166).

3940 - Zeyd Ibnu Eslem, Beni Eslem'den bir adamdan, o da sahabi olan babasi radiyallahu anh'tan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a akikadan sorulmustu. Su cevabi verdiler: "Ben ukuku (isyan) sevmem!" Boyle demekle, sanki akika ismini kullanmaktan hoslanmadigini ifade etmisti. Sunu ilave ettiler: "Kimin bir evladi olur da, ona bedel kurban kesmek isterse, bunu yapsin."

Muvatta, Akika 1, (2, 500).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3931-3940 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.