Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3941-3950 )
3941 - Ummu Kurz radiyallahu anha anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:
"Oglan cocugu icin birbirine denk iki kurban, kiz cocugu icin bir kurban
kesmek gerekir. (Kurbanligin) erkek veya disi olmasi farketmez."
Ebu Davud, Edahi 21, (2834, 2835, 2836);
Tirmizi, Edahi, 17, (1516); Nesai, Akika 3, (7, 165).
3942 - Nafi rahimehullah anlatiyor: "Ibnu
Omer radiyallahu anhuma'ya ehlinden her kim bir akika istemis ise, ona mutlaka
bir akika vermistir. Kiz ve erkek, her cocugu icin birar koyun kurban ederdi.
Urve Ibnu'z-Zubeyr merhum da boyle yapardi."
Imam Malik der ki. "Bana ulastigina gore,
Ali Ibnu Ebi Talib radiyallahu anh da boyle yaparmis."
Muvatta, Akika 4, (2, 501).
3943 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, torunlari Hz. Hasan ve Hz.
Huseyin icin, akika olarak birer koyun kurban etti."
Hadisin Nesai'deki vechinde: "...ikiser
koyun kurban etti" denmistir.
Ebu Davud, Edahi 21, (2841); Nesai, Akika 4,
(7, 166).
3944 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Hasan radiyallahu anh icin akika
olarak bir koyun kurban etti ve:
"Ey Fatima!" dedi. "Cocugun
basini tiras ettir ve sacinin agirliginca gumus tasadduk et!"
Bu emir uzerine, saci tarttik, agirligi bir
dirhem veya buna yakin bir seydi."
Tirmizi, Edahi 20, (1519).
3945 - Ca'fer Ibnu Muhammed babasindan, o da
Hz. Fatima radiyallahu anha'dan rivayet ettigine gore, "Hz. Fatima, Hz.
Hasan ve Hz. Huseyin'in, Zeyneb'in, Ummu Kulsum radiyallahu anhum'un saclarini
tartti. Bunlarin agirliginca gumus tasadduk etti."
Muvatta, Akika 2, (2, 501).
FERE' VE ATIRE
3946 - Nubeyse el-Huzeli radiyallahu anh
anlatiyor: "Bir adam sordu:
"Ey Allah'in Resulu! Biz, cahiliye
devrinde, Recep ayinda atire kurbani kesiyorduk. Simdi ne yapmamizi emir
buyurursunuz?"
Resulullah su cevabi verdi: "Hangi ayda
olursa olsun, Allah icin kesin ve Allah icin hayir hasenatta bulunun, Allah
icin yedirip icirin." Yine sordular: "Cahiliye devrinde Fere' kurbani
kesiyorduk, simdi ne yapmamizi emredersiniz?"
Resulullah aleyhissalatu vesselam dedi ki:
"Kirda otlayan her bir suru icin bir fere' kurbani vardir. Bu o yil dogan
ve hacilara yuk tasiyacak guce gelinceye kadar digerleriyle birlikte besledigin
bir hayvandir. O safhaya gelince kesip etini yolculara tasadduk edersin."
Ebu Kilabe'ye dendi ki: "Bir fere' kurbani
gerektiren suru ne miktar olmalidir?" "Yuz (bas hayvan)" diye
cevap verdi."
Ebu Davud, Edahi 20, (2830); Nesai, Fere' 7-8,
(7, 169, 171).
3947 - Nesai'nin Haris Ibnu Amr'dan kaydettigi
bir diger rivayetinde geldigine gore, "Haris Ibnu Amr, Resulullah
aleyhissalatu vesselam'a atire ve fere' kurbanlari hakkinda sormus, Resulullah
da kendisine:
"Dileyen atire kurbani kessin, dileyen de
kesmesin; dileyen fere' kurbani kessin dileyen de kesmesin. Davarin bir kurban
hakki vardir!" diye cevap vermis, parmaklarinin hepsini kapayip sadece
bbirini yummayarak onu gostermistir."
Nesai, Fere' 1, (7, 168, 169).
3948 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Islam'da) fere'
kurbani da yok, atire kurbani da yok."
Buhari, Akika 4; Muslim, Edahi 32, (1976); Ebu
Davud, Edahi 20, (2831, 2832); Tirmizi, Edahi 15, (1512); Nesai, Fere' 1, (7,
167).
TEDAVININ CEVAZI
3949 - Ebu'd Derda radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala
Hazretleri hastaligi da ilaci da indirmistir. Ve her hastaliga bir ilac
vermistir. Oyleyse tedavi olun. Ancak haram olan seyle tedavi olmayin."
Ebu Davud, Tibb 11, 3874.
3950 - Ebu Hureyre'nin Buhari'de gelen bir
rivayetinde Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle buyurmaktadir: "Safi-i
Kerim Allah Teala Hazretleri, her ne hastalik indirmisse onun devasini da
indirmistir." Ebu Davud ve Tirmizi'de su ziyade var: "Tek bir
hastaligin ilaci yoktur" dedi. Kendisine: "O hangi hastaliktir?"
diye soruldu da: "Ihtiyarlik!" cevabini verdi."
Buhari, Tibb 1, Ebu Davud, Tibb 1, (3855);
Tirmizi, Tibb 2, (2039); Ibnu Mace, Tibb 1, (3436).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3941-3950 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.