Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4521-4530 )

4521 - Bir baska rivayette ise soyle gelmistir: "Zeyd Ibnu Amr Ibnu Nufeyl hakiki dini sorup, ona tabi olmak uzere (Varaka Ibnu Nevfel ile birlikte) Sam'a gitti. Orada bir yahudi alimine rastladi. Ona dinleri hakkinda sordu ve:
"Belki de dininize girecegim, (bana onu tanitin)!" dedi. Yahudi:
"Sen, Allah'in gadabindan nasibini almadikca bizim dine giremezsin!" diye cevap verdi. Zeyd:
"Ben Allah'in gadabindan kacarak buralara geldim, (gadab degil, riza ve rahmet ariyorum), elimden geldigince, Allah'in gadabindan herhangi bir pay almaya asla niyetim yok. Sen bana bir baskasini goster (de ona gideyim)!" der. Yahudi alim:
"Ben hagflikten baska bir seyi tanimiyorum!" cevabini verir. Zeyd:
"Haniflik nedir?" der. Yahudi alim aciklar:
"Hz. Ibrahim aleyhisselam'in dinidir. O, ne yahudi ne de hiristiyandi, Allah'tan baska bir seye de tapmiyordu."
Zeyd onun yanindan cikinca hiristiyan alimlerinden biriyle karsilasir. Ona da ayni seyleri soyler. O da:
"Sen Allah'in lanetinden nasibini almadikca bizim dinimize giremezsin!" der. Zeyd ona da:
"Ben zaten Allah'in lanetinden kacarak bu diyarlara geldim. Elimden geldigince, ebeddiyyen Allah'in lanetinden bir sey yuklenmeyecegim. Sen bana bir baskasini gosterebilir misin? der. O alim de:
"Hayir ben haniflikten baska bir sey bilmem!" cevabini verir. Zeyd ona da: "Haniflik nedir?" diye sorar. Alim:
"Hz. Ibrahim aleyhisselam'in dinidir. O ne yahudi ne de hiristiyandi, o sadece Allah'a tapardi" cevabini verir. Zeyd onlarin Hz. Ibrahim hakkindaki sozlerini isitince, oradan ayrilir. Disari cikinca ellerini kaldirip:
"Allahim, seni sahid kiliyorum: Ben Ibrahim aleyhisselam'in dini uzereyim!" der."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 24, Zebaih 16.

4522 - Esma Bintu Ebi Bekr radiyallahu anhuma anlatiyor: "Zeyd Ibnu Amr Ibnu Nufeyl'in ayakta dikilip sirtini Ka'be'ye dayayarak soyle soyledigini isittim:
"Ey Kureys toplulugu! Vallahi ben haric hicbiriniz Hz. Ibrahim aleyhisselam'in dini uzere degilsiniz!"
Zeyd diri didi topraga gomulecek kizlari (kurtarip) hayatini bagislardi. Kizini oldurmek isteyen adama:
"Onu oldurme, onun kulfetini ben uzerime aliyorum" der ve kizi alirdi. Kiz buyuyup serpilince, babasina:
"Dilersen sana teslim edeyim, dilersen kulfetini ben cekeyim" der, (bakimina devam eder)di."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 24.

EBU TALIB

4523 - Museyyeb Ibnu'l-Hazn anlatiyor: "Ebu Talib'in olum ani gelince, Resulullah aleyhissalatu vesselam yanina geldi. Basucunda Ebu Cehil ile Abdullah Ibnu Ebi Umeyye Ibni'l-Mugire'yi buldu.
"Ey Amcacigim! bir kelimelik Lailahe illallah de! Onunla Allah indinde senin lehine sehadette bulunayim!" dedi. Ebu Cehil ve Abdullah atilarak (Ebu Talib'e):
"Sen Abdulmuttalib'in dininden yuz mu cevireceksin?" diye mudahale ettiler.. Resulullah aleyhissalatu vesselam, (kelime-i sehadeti) ona arzetmeye devam etti. Onlar da kendi sozlerini aynen tekrara devam ettiler. Oyle ki bu hal Ebu Talib'in son soz olarak, onlara:
"Ben Abdulmuttalib'in dini uzereyim!" demesine kadar devam etti. Ebu Talib Lailahe illallah demekten kacinmisti. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Yasaklanmadigi muddetce senin icin istigfar edecegim!" dedi. Bunun uzerine aziz ve celil olan Allah su vahyi indirdi. "(Mealen:) "Akraba bile olsalar, onlarin cehennemlik olduklari ortaya ciktiktan sonra musrikler hakkinda Allah'tan af dilemek ne Peygamber'e ve ne de iman edenlere uygun dusmez" (Tevbe 113).
Cenab-i Hak su ayeti de Ebu Talib hakkinda indirmistir. (Mealen): "Sen sevdigin kimseyi hidayete erdiremezsin. Ancak Allah diledigine hidayet verir. Dogru yolda olanlari en iyi bilen de O'dur" (Kisas 56).
Buhari, Menakibu'l-Ensar 40, Cenaiz 81, Tefsir, Beraet 16, Kasas 1, Eyman 19; Muslim, Iman 39, (34); Nesai, Cenaiz 102, (4, 90, 91).

4524 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Ebu Talib Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda zikredilmisti.
"Umulur ki, Kiyamet gunu sefaatim ona fayda eder de, boylece atesten, topuklarina kadar yukselen sig bir yere konur, yine de beyni kaynar."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 40, Rikak 51; Muslim, Iman 360, (210).

4525 - Hz. Abbas radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, amcana (istigfarla yardim)dan seni alikoyan nedir? O seni koruyor, senin icin kafirlere kiziyordu."
"Evet! dedi, olacak. O atesin sig bir yerindedir. Eger ben olmasaydim cehennemin en derin yerinde olacakti."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 40, Edeb 115, Rikak 51; Muslim, Iman 357, (209).

MALIK IBNU ENES RAHIMEHULLAH TEALA

4526 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Insanlarin ilim taleb etmek uzere seferlere cikacaklari zaman yakindir. (O zaman) Medine aliminden daha bilginini bulamazlar."
Abdurrezzak, rivayetinde: "Bu (hadiste haber verilen alim) Malik Ibnu Enes'dir" demistir.
Tirmizi, Ilim 18, (2682).

BAYRAM

4527 - Abdullah Ibnu Kurt anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah indinde gunlerin en buyugu Kurban bayrami gunudur, bunu, fazilette Nefr gunu (tesrik gunlerinin ikinci gunu) takib eder."
Ebu Davud, Menasik 19, (1765).

4528 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Medine'ye geldiginde Medinelilerin iki (bayram) gunleri vardi. O gunlerde oynayip eglenirlerdi.
"Bu iki gun(un mana ve mahiyeti) nedir?" diye sordu.
"Biz cahiliye devrinde bu gunlerde eglenirdik!" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Allah, bu iki bayraminizi onlardan daha hayirli diger iki gunle degistirdi: Kurban bayrami, Fitir bayrami" buyurdu..."
Ebu Davud, Salat 245, (1134); Nesai, Iydeyn 1, (3, 179).

ZILHICCEDE ON GUN

4529 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Salih amellerin Allah'a en ziyade sevgili oldugu gunler bu on gundur!" buyurmustu. Cemaatten:
"Allah yolundaki cihaddan da mi?" diye soran oldu.
"Cihaddan da! buyurdu. Ancak bir kimse, canini, malini muhataraya atarak cikar, hicbir seyle donmezse (yani cihad sirasinda olurse) o kimse haric."
Buhari, Iydeyn 11; Ebu Davud, Savm 61, (2438); Tirmizi, Savm 52, (757).

4530 - Tirmizi, bir diger rivayette Ebu Hureyre radiyallahu anh'tan su ziyadeyi kaydetmistir: "Ondaki her bir gunun orucu bir yillik oruca (sevabca) esittir. Ondaki bir gece kiyami (ibadetle ihya edilmesi) Kadir gecesinin kiyamina (ihyasina) esittir."

Tirmizi, Savm 52, (758).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4521-4530 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.