31 - Lokman Suresi - Yaşar Nuri Öztürk Meali
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Elif, Lâm, Mîm.
2. İşte sana, o hikmetlere dolu Kitap'ın
ayetleri.
3. İyilik ve güzellik sergileyenlere bir
rahmet ve bir kılavuz olarak;
4. Ki onlar namazı/duayı yerine
getirirler, zekâtı verirler. Ve onlar âhirete de gözle görmüşçesine inanırlar.
5. İşte onlardır Rablerinden bir
kılavuzlanma üzere olanlar; işte onlardır gerçek kurtuluşu bulanlar.
6. İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah
yolundan bilgisizce saptırmak için hadis/laf eğlencesi satın alır ve onu alay
konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır.
7. Ayetlerimiz ona okunduğunda,
böbürlenerek yüzünü çevirir. Sanki onları hiç işitmemiştir, sanki kulaklarında
bir ağırlık vardır. İşte böylesini, korkunç bir azapla muştula.
8. İman edip hayra ve barışa yönelik
fiiller sergileyenlere gelince, onlar için nimetlerle dolu cennetler vardır.
9. Sürekli kalacaklardır orada. Allah'ın
hak vaadidir bu. Azîz'dir, Hakîm'dir O.
10. Gökleri direksiz-desteksiz yarattı;
görüyorsunuz onları. Ve yeryüzüne, sizi çalkalayıp sendeletmesin diye
ağırlıklar, dayanaklar bıraktı ve orada her çeşit hayvanı yaydı. Gökten bir su
indirdik de orada her türlü cömert ve bereketli çifti filizlendirdik.
11. İşte Allah'ın yaratışı/yarattıkları!
Hadi, gösterin bana onun dışındakiler ne yaratmıştır? Hayır, hayır, zalimler
açık bir sapıklık içindedirler.
12. Yemin olsun, biz, Lukman'a şu yolda
hikmet verdik: "Allah'a şükret!" Şükreden kendisi lehine şükreder.
Kim nankörlük ederse Allah Ganî'dir, Hamîd'dir.
13. Hani, Lukman, oğluna öğüt vererek
şöyle demişti: "Oğulcuğum, Allah'a ortak koşma! Çünkü Allah'a ortak
koşmak, gerçekten büyük bir zulümdür."
14. Biz, insana anne-babasını önerdik:
Annesi onu güçsüzlükle taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yılda olmuştur. O
halde bana ve ana-babana şükret. Dönüş banadır.
15. Eğer onlar, hakkında hiçbir bilgin
olmayan şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, onlara itaat etme.
Onlarla dünyada örfe uygun geçin; ama bana yönelenin yoluna uy. Sonunda
dönüşünüz banadır. Yapıp ettiklerinizi size haber vereceğim.
16. "Oğulcuğum, şu bir gerçek ki,
yaptığın, bir hardal dânesi ağırlığında olsa, bir kayanın bağrına veya göklere,
yahut yerin bağrına konsa, Allah onu yine de ortaya getirir. Çünkü Allah
Latif'tir, lütfu sınırsızdır; Habîr'dir, her şeyden haberdardır."
17. "Yavrucuğum; namazı/duayı yerine
getir, iyilik ve güzelliği belirlenene özendir, kötülük ve çirkinliği
belirlenenden sakındır, başına gelene sabret. Çünkü bunu yapabilmek,
zorlu/önemli işlerdendir."
18. "Kibirlenerek insanlardan yüzünü
çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah, kurula kurula kendini
övenlerin hiçbirini sevmez."
19. "Yürüyüşünde doğal ol, sesini
alçalt. Şu bir gerçek ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir."
20. Görmediniz mi, Allah, göklerde ve
yerde bulunan şeyleri sizin emrinize verdi ve görünür-görünmez nimetlerini
üstünüze saçtı. İnsanlardan öylesi var ki, Allah uğrunda ilimsiz, kılavuzsuz ve
aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın mücadele eder.
21. Böylelerine, Allah'ın indirdiğine uyun
dendiğinde şu cevabı verirler: "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz
şeye uyarız." Peki, şeytan onları, alevli ateşin azabına çağırmış olsa da
mı?
22. Güzel düşünüp güzel davranarak yüzünü
Allah'a teslim eden, en sağlam kulpa yapışmıştır. İş ve oluşların sonu Allah'a
varır.
23. İnkâr edenin küfrü seni
tasalandırmasın! Onların dönüşü bizedir; yapıp ettiklerini onlara haber
vereceğiz. Kuşkusuz, Allah, göğüslerin içindekini bilmektedir.
24. Onları birazcık nimetlendiriyoruz.
Sonunda hepsini şiddetli bir azaba süreceğiz.
25. Eğer onlara, "Gökleri ve yeri kim
yarattı?" diye sorarsan yemin olsun, "Allah" derler. De ki:
"Hamt Allah'adır!" Ama onların çokları bilmiyorlar.
26. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi
Allah'ındır. Kuşkusuz, Allah mutlak Ganî, mutlak Hamîd'dir.
27. Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa,
deniz de arkasında yedi deniz daha katılarak yardımcı olsa, Allah'ın kelimeleri
tükenmez. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
28. Sizin yaratılmanız da diriltilmeniz de
bir tek canlınınki gibidir. Allah Semî'dir, Basîr'dir.
29. Görmedin mi, Allah geceyi gündüzün
içine sokuyor, gündüzü de gecenin içine sokuyor. Güneş'i ve Ay'ı bir emre boyun
eğdirmiş. Hepsi belirlenmiş bir süreye doğru akıp gidiyor. Kuşkusuz, Allah,
yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
30. Bu böyledir; çünkü Allah, Hakk'ın ta
kendisidir. O'nun berisinde yalvarıp yakardıkları ise bâtıldır. Ve Allah
Aliyy'dir, yüceliğine sınır yoktur; Kebîr'dir, büyüklüğüne sınır yoktur.
31. Size, ayetlerinden göstermek için,
Allah'ın nimetleriyle gemilerin denizde akıp gidişini görmedin mi? Kuşkusuz,
bunda gereğince sabreden, gereğince şükreden herkes için kesin ibretler vardır.
32. Kara bulutlar gibi dalga kendilerini
kuşattığı zaman; Allah'a, dini O'na özgüleyerek yalvarırlar. Fakat onları
karaya çıkarıp kurtarınca, içlerinden sadece bir kısmı doğru yolu tutar. Bizim
ayetlerimize, gaddar nankörlerin tümünden başkası karşı çıkmaz.
33. Ey insanlar! Rabbinizden korkun!
Herhangi bir şeyde babanın, evladı; evladın da babası yerine karşılık
ödemeyeceği günden ürperin! Allah'ın vaadi haktır; dünya hayatı sizi sakın
aldatmasın. O yaman aldatıcı, sakın sizi Allah ile aldatmasın!
34. O kıyamet saatine ilişkin bilgi Allah
katındadır. Yağmuru O yağdırır. O, rahimlerde olanı da bilir. Hiçbir benlik
yarın ne kazanacağını bilmez. Ve hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez.
Allah Alîm'dir, Habîr'dir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali - Kuranı Kerim
| |||