65 - Talak Suresi - Yaşar Nuri Öztürk Meali
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Ey Peygamber!
Kadınları boşadığınız zaman iddetlerine doğru boşayın ve iddeti iyi sayın!
Rabbiniz olan Allah'tan sakının! Onları evlerinden çıkarmayın; onlar da
çıkmasınlar. Apaçık ve belgeli bir yüzsüzlük yapmaları durumu müstesna. İşte
bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Allah'ın sınırlarını çiğneyen kendi benliğine
zulmetmiş olur. Bilemezsin, belki Allah bundan sonra yeni bir iş/oluş ortaya
çıkarır.
2. Sürelerini
doldurma noktasına geldiklerinde o kadınları ya örfün gerektirdiği biçimde
tutun yahut da yine örfün gerektirdiği şartlarla onlardan ayrılın. İçinizden
adalet sahibi iki kişiyi de tanık tutun. Tanıklığı Allah için tam bir biçimde
yapın. Allah'a ve âhiret gününe inanan kişiye işte bu şekilde öğüt
verilmektedir. Kim Allah'tan sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu nasip eder.
3. Ve onu hiç
beklemediği yönden rızıklandırır. Kim Allah'a dayanıp güvenirse O, ona yeter!
Hiç kuşkusuz, Allah, emrini yerine getirecektir. Allah her şey için bir
ölçü/bir kader belirlemiştir.
4. Âdetten kesilen
kadınlarınızın iddet bekleme sürelerinde kuşkuya düşerseniz, onların iddetleri
üç aydır. Hiç âdet görmemiş kadınların süreleri de böyledir. Gebe olan
kadınların süreleri ise yüklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah'tan
sakınırsa, O ona işinde bir kolaylık nasip eder.
5. İşte bu,
Allah'ın size indirmiş olduğu emridir. Kim Allah'tan sakınırsa O, onun
çirkinliklerini örter ve onun ödülünü büyütür.
6. O kadınları,
imkânlarınız ölçüsünde, barındığınız yerin bir kısmında barındırın. Onları
baskı altında tutmak için onlara zarar verme yönüne gitmeyin. Eğer hamile
iseler yüklerini bırakıncaya kadar onlara nafaka verin. Eğer sizin için çocuk
emziriyorlarsa, ücretlerini de verin. Aranızda örfe uygun biçimde konuşup
tartışın. Eğer anlaşmakta zorluk çekerseniz o zaman, doğmuş olan çocuğu baba
hesabına başka bir kadın emzirecektir.
7. Geniş imkâna
sahip olan bu geniş imkânından harcasın. Rızkı kendisine ölçü ile verilmiş olan
da Allah'ın kendisine verdiğinden infak etsin. Allah hiçbir benliği, kendisine
verdiği şey dışında yükümlü tutmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık
yaratacaktır.
8. Nice kentler
vardı ki, azgınlık edip Rabbinin ve O'nun resullerinin emrinden çıktılar da biz
onları çok zorlu bir hesaba çektik ve onlara, görülmemiş bir azapla azap ettik.
9. Böylece onlar,
yaptıklarının vebalini tattılar ve işlerinin sonu hüsran oldu.
10. Allah onlar
için şiddetli bir azap hazırladı. Artık Allah'tan korkun, ey iman etmiş akıl ve
gönül sahipleri! Allah size bir Zikir/bir uyarıcı/bir düşündürücü indirmiştir.
11. Bir elçi
indirmiştir ki, iman edip barışa/hayra yönelik işler sergileyenleri,
karanlıklardan nura çıkarmak için Allah'ın ayetlerini açık-seçik okur. Allah'a
inanıp barışa/hayra yönelik bir iş yapanı Allah, altlarından ırmaklar akan
cennetlere koyacaktır. Böyleleri, orada sürekli kalacaklardır. Allah böylesi
için rızkı gerçekten güzelleştirmiştir.
12. Allah O'dur
ki, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yaratmıştır. Emir/iş ve oluş onlar
arasında sürekli iner ki, Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve Allah'ın bilgi
bakımından her şeyi kuşattığını bilesiniz.
Yaşar Nuri Öztürk Meali - Kuranı Kerim
| |||