57 - Hadid Suresi - Yaşar Nuri Öztürk Meali
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Göklerde ve yerdeki her şey Allah'ı tespih etmektedir. Azîz'dir O,
Hakîm'dir.
2. Göklerin ve yerin mülkü ve yönetimi O'nundur; diriltir, öldürür. Her şey
üzerinde kudret sahibidir O.
3. Evvel'dir O, başlangıcı yoktur; Âhir'dir O, sonu yoktur; Zâhir'dir O, her
şeyde belirir; Bâtın'dır O, gözlerden gizlenmiştir. Her şeyi en güzel biçimde
bilendir o.
4. O, odur ki, göklerle yeri altı günde yarattı, sonra arş üzerinde egemenlik
kurdu. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve onda yükseleni bilir. O,
nerede olursanız olun sizinle beraberdir. Allah, işleyip üretmekte
olduklarınızı en iyi şekilde görmektedir.
5. Göklerin de yerin de mülkü ve yönetimi O'nundur. İşler ve oluşlar Allah'a
döndürülür.
6. Geceyi gündüzün içine sokar O; gündüzü de gecenin içine sokar. Göğüslerin
sakladıklarını çok iyi bilendir O.
7. Allah'a resulüne iman edin; sizi üzerinde buyruk sahibi yaptığı şeylerden
başkalarına bol bol verin! İçinizden iman eden ve infakta bulunanlar için çok
büyük bir ödül vardır.
8. İman sahipleri iseniz size ne oluyor da Allah'a güvenmiyorsunuz? Oysaki
Resul sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor, sizden kuvvetli bir söz de almıştır.
9. O, odur ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kulu üzerine,
gerçeği apaçık gösteren ayetler indiriyor. Allah size karşı gerçekten çok
şefkatli, çok merhametlidir.
10. Allah yolunda harcama yapmanıza engel ne var ki?.. Göklerin ve yerin mirası
zaten Allah'ındır. Sizin, Fetih'ten önce infakta bulunan ve çarpışmaya
gireniniz, bunu yapmayanlarla aynı değildir. Onlar, derece yönünden Fetih'ten
sonra infakta bulunup çarpışmaya girenlerden çok daha üstündür. Allah hepsine
güzellik vaat etmiştir. Allah, işleyip ürettiklerinizi en iyi biçimde haber almaktadır.
11. Allah'a kim güzel bir borç verecek ki, O onun verdiğini kat kat artırsın.
Böyle birisi için onur verici bir ödül de vardır.
12. Gün olur, mümin erkeklerle mümin kadınları, ışıkları önlerinde ve sağ
yanlarında koşar görürsün. Şöyle denilir: "Bugün size, altlarından
ırmaklar akan cennetler müjdeleniyor. Sürekli kalıcısınız içlerinde." İşte
büyük başarının ta kendisidir bu.
13. O gün ikiyüzlü erkeklerle ikiyüzlü kadınlar, iman edenlere şöyle derler:
"Bize bakın da ışığınızdan bir parça alalım." Şöyle denir onlara:
"Arkanıza dönün de bir ışık arayın." Nihayet aralarına kapısı olan
bir sur çekilir. İçinde rahmet vardır onun. Dış tarafı ise azap.
14. Onlara seslenirler: "Biz sizinle değil miydik?" Derler ki:
"Evet, bizimleydiniz. Ancak siz kendinizi yaktınız, bekleyip durdunuz,
şüphe ettiniz, hayal ve kuruntular/hurafeler/anlamını bilmeden okuyuşlar sizi
aldattı; nihayet Allah'ın emri geldi. O yaman aldatıcı, sizi Allah ile
aldattı."
15. Bugün artık ne sizden fidye alınır ne de küfre sapanlardan. Varacağınız yer
ateştir. Odur sizin mevlânız. Ne kötü dönüş yeridir o!
16. İnananlar için hâlâ vakti gelmedi mi ki, kalpleri Allah'ın zikri/Kur'an'ı
ve Hak'tan inen için ürpersin de daha önce kendilerine kitap verilmiş, sonra
üzerlerinden uzun zaman geçmiş de kalpleri kaskatı kesilmiş kimseler gibi
olmasınlar. Onların çoğu yoldan çıkmıştır.
17. Bilin ki Allah, toprağa ölümünden sonra hayat verir. Ayetleri size
açık-seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz.
18. Şu bir gerçek: Sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, bir de
Allah'a güzelce borç verenler için karşılıklar kat kat yapılır. Onlar için,
onur verici bir ödül de vardır.
19. Allah'a ve resulüne inananlar var ya, özü-sözü doğru kişiler onlardır.
Rableri katında tanık olanlar/şehitlik mertebesine erenler de onlardır. Onların
ödülleri ve ışıkları vardır. Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince,
onlar cehennemin dostu olacaklardır.
20. Bilin ki, şu iğreti dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden, bir süsten,
aranızda bir övünmeden, mallarda ve evlatlarda çoğalma yarışından başka şey
değildir. Bir yağmur misali ki, çıkardığı bitkiler çiftçilerin hoşuna gider.
Ama biraz sonra o ot kurur, sapsarı kesildiğini görürsün. Nihayet bir ot
ufantısı haline gelir. Âhirette şiddetli bir azap var, Allah'tan bir af ve
hoşnutluk da var. Dünya hayatı bir aldanış/gurur aracından başka şey değildir.
21. Rabbinizden bir affa ve Allah ile resulüne inananlar için hazırlanmış
bulunan, eni de yerle göğün eni kadar olan bir cennete doğru yarışarak koşun.
Bu, Allah'ın dilediğine vereceği bir lütuftur. Allah, o büyük lütfun sahibidir.
22. Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki,
biz onu yaratmadan önce bir Kitap'ta belirlenmiş olmasın. Bu, Allah için çok
kolaydır.
23. Böyle yapılmıştır ki, elinizden çıkana üzülüp ümitsizliğe düşmeyesiniz ve
Allah'ın size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip
övünenlerin hiçbirini sevmez.
24. Onlar; cimrilik eden, insanlara da cimriliği emreden kişilerdir. Yüz
çeviren bilsin ki, Allah Ganî'dir, Hamîd'dir.
25. Yemin olsun, biz, resullerimizi açık-seçik delillerle gönderdik ve onlarla
birlikte Kitap'ı ve ölçüyü de indirdik ki, insanlar adaleti ayakta
tutsunlar/adaletle doğrulsunlar. Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet
ve insanlar için birçok yarar vardır. Allah bu sayede, kendisine ve
resullerine, gayba inanarak kimin yardım edeceğini bilecektir. Allah Kavî'dir,
Azîz'dir.
26. Yemin olsun, Nûh'u ve İbrahim'i de resul olarak gönderdik. Peygamberliği ve
Kitap'ı bunların soyları arasına koyduk. O soylardan bir kısmı hidayete
ermiştir. Ama onlardan çoğu, yoldan çıkmış olanlardır.
27. Sonra onların eserleri üzere, resullerimizi art arda gönderdik. Meryem'in
oğlu İsa'yı da onların ardınca gönderdik. Ona İncil'i verdik; ona uyanların
gönüllerine şefkat ve merhamet koyduk. Bir bid'at olarak ortaya çıkardıkları
ruhbaniyeti, onlar üzerine biz yazmamıştık. Allah'ın rızasını kazanmak için
ortaya çıkardılar. Ama ona gerektiği şekilde saygılı olmadılar. Onların, iman
edenlerine ödüllerini verdik. Onlardan çoğu yoldan çıkmış olanlardır.
28. Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve O'nun resulüne inanın ki size
rahmetinden iki nasip versin: Size, kendisiyle yol açacağınız bir ışık
lütfetsin ve sizi affetsin. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
29. Böylece, Ehlikitap, Allah'ın lütfundan hiçbir şeyi kotarma gücünde
olmadıklarını bilsinler. Lütuf, Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir.
Allah, büyük lütfun sahibidir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali - Kuranı Kerim
| |||