Hakka Suresi - Yaşar Nuri Öztürk Meali

69 - Hakka Suresi - Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. el-Hâkka/geleceği kuşkusuz olan şey! 
2. Nedir o hâkka? 
3. O hâkkanın niteliğini sana bildiren nedir? 
4. Semûd ve Âd kâriayı/başa çarpan olayı yalanlamıştı. 
5. Bunun üzerine Semûd, bir doğal felaket ile helâk edildi. 
6. Âd ise gürleyen sesle gelen rüzgârlı bir fırtınayla mahvedildi. 
7. Onu, onların üzerine yedi gece-sekiz gün hiç ara vermeden saldı. Topluluğu orada yerlere serilmiş görürsün. İçleri boşaltılmış hurma kütükleri gibidirler. 
8. Onlardan geri kalan bir şey görüyor musun? 
9. Firavun da ondan öncekiler de altı üstüne gelmiş kentlerde aynı hataya vücut verdiler. 
10. Rablerinin resulüne isyan ettiler de O da onları, şiddeti arttıkça artan bir yakalayışla yakaladı. 
11. Su azıp köpürdüğünde, biz sizi o akıp gidende taşıdık, 
12. Ki onu size bir hatırlatıcı/düşündürücü yapalım ve kavrayabilen kulak kavrasın. 
13. Sûra bir üfleyişle üflendiğinde, 
14. Yer ve dağlar yükletilip birbirine bir çarpılışla parça parça edildiğinde, 
15. İşte o gün, olması gereken olmuştur. 
16. Gök yarılmıştır. O gün o, lime lime sarkmıştır. 
17. Melek de onun kenarlarındadır. Rabbinin arşını, o gün onların üstündeki sekiz taşır. 
18. O gün arz olunursunuz; hiçbir saklınız-gizliniz kalmaz. 
19. Öz kitabı sağından verilen: "İşte kitabım, okuyun!" der. 
20. "Kendi hesabıma kavuşacağımı sezmiştim zaten." 
21. Artık o, hoşnutluk veren bir yaşayış içindedir. 
22. Yüksek bir bahçe içindedir. 
23. Devşirilmesi kolaydır onun. 
24. Geçmiş günlerde sunduklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin, için. 
25. Öz kitabı sol taraftan verilene gelince o şöyle der: "Ah, ne olurdu, bana kitabım verilmeseydi!" 
26. "Hesabımın ne olduğunu hiç bilmemiş olsaydım." 
27. "Ah, ne olurdu, iş bitmiş olsaydı!" 
28. "Hiçbir işime yaramadı malım." 
29. "Sökülüp gitti benden saltanatım." 
30. "Tutun onu, derhal bağlayın onu!" 
31. "Sonra cehenneme sallayın onu!" 
32. "Sonra, boyu yetmiş arşın olan bir zincirde yollayın onu!" 
33. "Çünkü o, yüce Allah'a inanmıyordu." 
34. "Yoksulu doyurmaya özendirmiyordu." 
35. "Bugün onun için burada bir sıcak dost yoktur." 
36. "Yıkananların atık sularından başka yemek de yoktur." 
37. "Ki o atık suyu sadece günahkârlar yer." 
38. Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin ederim gördüklerinize, 
39. Ve görmediklerinize! 
40. Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür. 
41. Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da az inanıyorsunuz? 
42. Bir kâhinin sözü de değildir o. Ne kadar da az araştırıp düşünüyorsunuz? 
43. Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o. 
44. Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, 
45. Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 
46. Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik. 
47. Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız. 
48. Gerçek şu ki o, sakınanlar için tam bir uyarıcı ve düşündürücüdür. 
49. Ve biz, içinizden onu yalanlayanların bulunduğunu kesinlikle biliyoruz. 
50. Ve o, gerçeği örten nankörler/inkârcılar için tam bir hasrettir. 
51. Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir. 
52. Hadi artık, yüce Rabbinin adını tespih et! 





Yaşar Nuri Öztürk Meali - Kuranı Kerim

----

Hakka Suresi - Yaşar Nuri Öztürk Meali - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.